TEKFUR SARAYI - EDİRNEKAPI
>> 19 Temmuz 2013 Cuma
1900 lü yılların başı
Kariye Müzesinden sonra, nUnU Çelebi cehennem sıcağında yine düştü yollara !
Şimdi çok kıymetli olan Tekfur Sarayı' nın önündeyiz .
Hani şu Kaşıkçı Elmasını bilirsiniz değil mi? SIKI DURUN :
Hah işte o dünyanın en büyük elması Burada Tekfur Sarayı'nın ''çöplüğünde '' bulunmuştur
!!!!!!!!!
Yedi tepesi ayrı güzel İstanbul Şehrinin, Fatih İlçesi sınırları içerisinde kalan Edirnekapı Semti’nde; kara surlarına bitişik olarak inşa edilmiş, konum olarak Edirnekapı ve Eğrikapı arasında kalan kalın duvarlı saray “Tekfur Sarayı” olarak isimlendirilir.
Tekfur Sarayı’nın ne zaman ve kimler tarafından inşa edildiği konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır.
Bazı tarihi kaynaklarda, İsa’nın doğumundan sonra 10. yy. da Bizans İmparatoru Porfirogenetos emri ile yaptırıldığı ve arka kısmında bulunan büyük sarayın ek binası olduğu savunulmaktadır.
Bu bilgiyi reddeden diğer tarihi kaynakların görüşü ise milattan sonra 13.yy ve 14.yy da Blakhernai Sarayı” olarak bilinen sarayda yaşayan hizmetkarların ikamet etmesi için yapıldığı yönündedir.
Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethedilmesinden sonra “Tekfur Sarayı”, on yedinci yüzyılın sonlarına kadar metruk şekilde kalmıştır.
17. asrın sonlarında ise Tekfur Sarayı’na hayvanat bahçesi kurulmuştur.
18. yy. başlarında seramik atölyesi olarak kullanılan “Tekfur Sarayı”, 19 yy ortalarından itibaren cam ve cam ürünleri imalathanesine dönüştürülmüştür.
Kaşıkçı elmasının bulunmasından sonra ,günümüzde ise yeni tarihi olaylara şahitlik etmek amacı ile Tekfur Sarayı’ndaki arkeolojik kazılar sürmeye devam etmektedir.
Tekfur Sarayını, kara surlarını ardımda bırakıyorum...
Güneş tepemde, şapkam yok ! ayaklarım asfalta yapıcak gibi hisseddiyorum...
Şöyle tatlı tatlı bir esinti olsa, yine canımın içi, gözbebebeğim İstanbul'uma en tepeden baksam,
martılar uçsa, tüm şehir bütün inançları bir arada bana göz kırpsa diyorum...
Önden bir yorgunluk kahvesi içsem , biraz kitap okusam, arada bir sevdiceğim şehrime baksam, ördekler, kazlar, sülünler gezinse, kuşlar ötse kafeslerinden ..
sonra demli , ama illa limon dilimli çayım olsa, gözlerimi kapasam, İstanbul'um söylese ben dinlesem, Orhan Veli'yi hissetsem.....
ve tüm bunlar için sizi ''Molla Aşki Parkı''na davet etsem gelir misiniz ???? Yarın sizlerle oradayız !!
Düşüncelerinizi merak ediyorum.
4 yorum:
Prensesim geldim kasikci elmasi çöplükte allahallah gez bizde geziyoruz harika:)
Gez Nunum, yaz bize okuyalım ama şapkasız çıkma :) Teşekkürler
Nunu Çelebi seni kıskanıyorum bu aralar :)) pişti oluyoruz :) yazdıklarımızla kıyıdan köşeden de olsa :)
Bir kase lezzet
:))) hoşgeldin ayşegülcüm
Yaaa sorma ! Buraların çöplüklerinasıl değerli bir bilsen
Taşı toprağı altın diyoruz inanmıyorlar :))
Başak
:))) ah o gün ve sonrasında yandığım kadar hiç yanmadım şu şehri diyarımda :)))
Bi daha töbe :))
A.o.Bolat
:)) Aman Bolat yazalım yazalım Bu şehir bir size birde bana emanet :))))
Sevgiler
Yorum Gönder