KARAKÖY- GALATA- KAPALIÇARŞI .. KISACA İSTANBUL AŞKTIR

>> 18 Eylül 2012 Salı

Tabiiki Bakın ! Ama OKUMADAN GEÇMEYİN DERİM  !


İLK AŞKIMDIR İSTANBUL ....



İflah olmaz bir İstanbulkoliğim ben !
Günlük dozlarda aksatmadan (!) alırken, sonbahar gelince doz aşımlarım, ne denli bağımlı olduğumu ortaya çıkarıyor :)


Bugün hepberaber Karaköy- Kapalıçarşı Turundayız... Bakarmısınız silüete ?
Hayat iksirim her şey bu karede !!
Topkapı Sarayım,  Sarayburnu,  Ayasofya, Sultanahmet , Güzelim şehirhatları ,liman , masmavi deniz,  bu güzel  gezimize eşlik eden, efil efil bir sonbahar havası,
 İstanbul Seyyahlığıma eşlik eden Betül arkadaşım da olunca, bize de ayak izlerimizi  bırakmak düşer....


Karaköy iskelesinden sağ istikamete doğru ilerleyip, liman güzergahından ilerliyoruz vee...
 Fransız geçidinden başlıyoruz,



Karaköy'ün hızla değişime uğradığı baş yerlerden biridir Kemankeş sokağı !!
Sessizliği çok sever burası, eminim binlerce insanın haberi bile yoktur.. Nasıl olsun ki ? Herkes tutturmuş bir cadde, bir nişantaşı gidiyor .. Tamam Oda olsun ama, Özümüze  Tarihimize çok çokkk sahip çıkalım.. Hele şu günlerde  :(

Fransız geçidi yepyeni özelmi özel ' kafeleri, yenilenmeye başlayan çehresi, butik mağazalarıyla pek gözde son 2 yıldır !!
Hemen karakolun  yanında..



Aklımı başımdan alan, ''kağıthane' ye atıyorum kendimi !!!
 Tasarım cennetidir adeta .. Yaratıcıları müthiş,  bilenler bilir, bilmeyenler ise, gidince öğrenir !!
Uzuunn, dikkatli zaman geçirmek gereklidir ki, herşeye anlam katılabilsin !





Bu güzelim kafe '' Lal Dedeoğlu'nun buraya konumlanmasıyla , tüm sokağa hareket getirdi.. İstinyepark'dan da hatırlıyacaksınız Şubesini..
Daha sokağın kaç metre ötesinden fıstık yeşili sandalyeleriyle  ben burdayım diye haykırıyor... İçinden de , Ablasına ait , kağıthaneye geçiyorsunuz zaten.. Düşünce süpper....

Biz çok seviyoruz..
Ve soluklanmak için kendimizi dışarda - güneşin altında dinlenmeye bırakıyoruz..


Ahhh bu gözlükçü ah..... Vintage gözlük severler için mükemmel adres !

Sahibi de  bir blogger.. !!  :=)

 2-3 Nesil aileden ,çok eski gözlükçüler.
Hakan (San) Bey aslen iletişim bilimleri alanında doktoralı bir akademisyen.
Asmalımescitte ki mağazası da harikaydı .



İçerideki gözlükler olağanüstü.. Özellikleri ise, taa 1950- 60 yıllarından kalma, 2. el , Yada hiç kullanılmamış modellerden oluşması..
Marılyn'in kelebek gözlüklerinden tutunda, John Lennon'un yuvarlak çerçeveleri de orada.
Moda dünyası, katalog ve klip çekimlerinde kullanmak üzere gelen sanatçılar, yabancı turistler, öğrenciler ve benim gibi marjinal yaklaşımlara ilgi duyan herkes orada.

O kadar çok kalıyorum ki burada her seferinde zaman uçuyor !!!
Özellikle resimleri basmıyorum !!! Gidin görün Lütfen :)


Karaköy'de nostalji her adım başında elbet ! Tarih, geçmiş,sanat  hep gözlerinizde..

Bu şahaser mercedes ise ilk gördüğümde beni benden aldı bile..
Poz vermeyi de zaten hiiiiiiçç sevmem  ya ..  !!   :=)))

'Hooppaaa ' diyor Betül - İşte O an  :=))


Karaköy'e gelip Galata Kulesiz olurmuy du.. Olmazdı tabii...
Lakin o yokuş senin, o sokak benim, çık merdiven, in merdiven  derken, midemizdeki senfoni tüm şehrin trafik seslerini bile bastırır olmuştu... !!


E tabii saat olmuş öğlen !!!  Çok acıktığımıızı hissediyoruz !!

'' Nerede yiyeceğiz ' diyor Betül  ??
Tabii ki  yine nostaljiye devam  ' tarihi  liman lokantası ''diyorum...
Manzara akıllara zarar.. Ama o gün dev yolcu gemisi bize müsaade etmiyordu :=)


netten eklediğim bir resim bu, İşte oturduğunuz yerden manzara budur !!!
NEFESİ KESİLİYOR İNSANIN !


Yemekleri güzeldir seversiniz ! Tatlıları da özeldir !

Betül  Çorba ,pilav -et tercih ediyor, tatlı olarak İtalyan Pudingi Panna Cotta,
 Ben  sebze-sote piliç-salata  alıyorum, tatlı ise şekerpare seçiyorum !

Enerji gerek ,çünkü daha neler neler yaşayacağız yürüye, yürüye..
Eritirim elbet :)



Nefis saatler geçirmenin huzuru yüzümde, gözlerimde  şehirlerin sultanı  büyülü masalsı İstanbul, yola koyuluyoruz iki kafadar...

Kahveleri çok çok özel müthiş bir yere sakladım ( Betül merak içinde ! )


İstikametimiz  karşıda görülen dünyanın ennn mistik , en olağaüstü  yeri !!! Sultanahmet- Beyazıt- kapalıçarşı .....
Zira en yüksek dozumu alma vaktiydi..
ALTIN VURUŞ Yani    :)))


Eğer ataklarım had safhaya ulaşmışsa panzehirim hep belli :
'' yüzksek dozdan, damardan enjekte edilmiş bir '' KAPALIÇARŞI''
Bakın nasıl kendime getirir beni haydi seyredin...  :)

Karaköyden tramvaya binip, salına salına Beyazıt meydanına çıkıyoruz..
Oradan da kapalıçarşıya giriyor ve kendimizi unutuyoruz...

'' İnsan bastığı yeri iyi bilecek ''derdi rahmetli babam !!!
Bende öyle bir basıyorum ki yere, hakkını vere vere !


Renkler şifa , canıma can oluyorlar....



Özümü, geçmişimi, tarihimi tek tek görüyorum her ayrıntıda



Tüm coğrafya, tüm iller hepsi birarada... Muhteşem bir, fantastik, oryantal   bütünlük hakim

Tüm bu objeler bana kocaman bir Türkiye turu yaptırıyor o dakikalarda...
Her iklimden, her şehirden nağmeler takılıyor dilime, mırıldana mırıldana geziniyoruz büyülü kapalıçarşımızda...


Anlatmak kısa tabii, ama sabah 10'da başlayan turumuz, şu an itibari ile tam 6 saat sürmüş halde..
Çay saatim oysa şimdi ! Ama fırsat bulamadığımız sabah kahvelerimiz, akşam yorgunluk kahvesine dönüşüyor...



Çok sevdiğim bir adrese uğruyoruz.. Betül'e ser verip, sır vermiyorum bura hakkında ..
Yol boyu merakla sorup duruyor, bir ara hatta tepindiğine bile şahit oldum ! :) '' esirin oldum, öldüm meraktan bi demedin nereye gittiğimizi '' diye ayak bile diretti  !   :=))
İnatçı bir ikizlerim ben , söylemiyorum.
Bakmayın öyle kedi gibi durduğuna  O da sıkı bir ASLAN  !!!  
:))))))



Ama halıcılar çarşısına girdiğinizde, şu an resimden okuduğunuz ''O kartvizit'' varya..
 En çok burnumda tüten mekanların başındadır,  son bir kaç yıldır !!!
Hayranım burada olmaya..
Betül tam 2 kere sarılıyor bana.. Ne zaman çok  sevse bir yeri, bana teşekkürleri ard arda sıralıyor.. Ben meğerse bunca yıl ,hiç yaşamamışım yahu '' deyip duruyor !
:=)))) Halbuki O bir dünya gezgini !!!!!


Dünyanın paha biçilemez, en büyük çinisi vitrinin de sergileniyor..
 İsterseniz masaları da satın alabiliyorsunuz . antik paralar, takılar, hediyelikler, kilimler ve neler neler.. Hem sıradan  şeyler değil,  böyle düşünürseniz  çok yanılırsınız !!

 İçerde şahane bir kadın var - Mekanın Sahibi Filiz hn.
 bilgili, donanımlı, çok ama çok güleryüzlü, hele  ki  mantıları, elmalı çöreği,  pastaları ve diğer günün süprizleri şansınıza kalmış artık !!! Birde şahaser el yapımı şans çikolataları var benden demesi, yemeden gelmeyin !
Ne kadar erken giderseniz, o kadar herşeyi bir arada bulursunuz !

Uzuun uzuuun sohbet ediyoruz, eşi mimar, Betül'ün de eşi mühendis - mimar olunca, hele tüm Ayasofya- Topkapı Sarayı ve  bir çok yerin resterasyonunu  firmaları yapınca ,sohbet merakla derinlere gidiyor..
İçerden nefis bir tabak tiramisu getiriyor !! İKRAM !!!! diyor..
Yanındada tazecik üzümler.....Tatlı ye tatlı söyle misali....
Vallahi dinlenmek ne kelime bal teknesine uzanmış gibiyiz ikimizde..... Dil değil şeker sanki...
Öyle tatlı bir kadın !
. Nasılda ait olduğum yerlerdeyim !!!


Sonra , daha önce dinlediğim, ama bu seferde Betül'e hikayesini anlattığı şu güzelim Bebek - çocuk giysilerini  soruyoruz.. Türkmenlerin geleneksel  kıyafetleri..

Kimi asırlık, kimi kumaş bilmem kaç senelik, ama işlemeleri yenilenmiş , kimi yeniden elden geçmiş düzenlemiş bin bir hatıra gizli....
Bir sandalye sanırım  ancak böyle güzel giydirilebilirdi...

Kartlarını veriyor bize.. Her şeyin kenarında güller var, peçetelerin, tabakların ve kartvizitin de :)
Zaten kendisi de -işletmesi de gül kadar misler gibi...
Eli herşeye değiyor.. Herşeye hakim.. Bayılıyorum buraya geldikçe...

İstemeye istemeye vedalaşıyoruz... Ama eşlerimizle gelmek için de söz veriyoruz.. Söz alıyor çünkü...
Haa birde , bir -iki gelen -uğrayan  blogerlardan söz ediyor  ??
' Vallahi haberim yok  ! Zaten aylardır uzağım blogları  takipten... demek ki kaçmış benden yazıları  ''  diyorum...
Ve Vedalaşıyoruz....
Bu arada benimde bir blogger olduğumu gider ayak ' ilk kez ' Öğreniyor !!  :=))

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Bir insan kendini bu kadar Türk, bu kadarda turist gibi hissedebilirmi diye içimden geçirip duruyorum Mahmutpaşa'dan Mısır çarşısına ilerlerken..
Kendimi yeniden Fas, Hindistan gezilerinde sanıyorum.... Oralar bile sönük kalıyor.
Şu cümbüş, şu çok renlilik , şu kültür birikimi nerede var..

Ah bir de kulak zarımızı patlamaya ramak bırakan bir şölen vardı ki sormayın gitsin !
' ailemizin sanatçıları, Safiye Soyman - Faik Bey ikilisi ,yolun tam ortasına kurulan dev bir platformda , üstlerinde gelinlik ve  sünnet kıyafetiyle konser vermiyorlar mı ?
E.. pesssss  yaniiii   :=))
İç ses ''Ama olacak o kadar tabii ''deyip son noktayı koydu ! 

İşte bugün de rengarenk bir bulutun üzerindeki gezimiz bitti...
Hadi bakalım sıra sizde,  alın günlük İstanbul dozlarınızı, vurun kendinizi sonbahar rüzgarına..
Bırakın yere düşen yapraklar kılavuz olsun size...
Sapsarı sonbaharda.......


---------------------------------
Uzuncana  bir ara oldu...
Ülkemiz  gündemi , dalından koparılıp giden fidanlar :(
ömür boyu kedere müebbet edilmiş  anneler- aileler  :(
sönmeye yüz tutmuş aydınlığımız (!)
sesimizi duyuramamak, eksilen hoşgörüler,  ister istemez klavyeme yansıyor..

Atatürkçü- Laik- Ülksesini bayrağını- Toprağını çok seven bir AİLE olarak,
ayrıca ;
Bir asker- komutan gelini olarak da , tüm duyarlıılığım ve tüm kalbimle SABIRLAR DİLİYORUM  :(
--------------------------
Olabildiğince, tüm  enerjimle keyifli cümleler  kurmaya çalışsamda, her şey ,gökkubbede hoş bir sada için .....

ÇOK SEVGİLER.

28 yorum:

Marcela Gmd 19 Eylül 2012 01:01  

Beautiful post!!! would you like to follow each other?
Besos, desde España, Marcela♥

Dostbahcesindenlezzetler 19 Eylül 2012 05:59  

Paylasim super, resimler harika tesekkurler....Sefaniz olmus..bu arada bluzunuzuda beyendim:)) sevgiler..

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri 19 Eylül 2012 08:00  

Zaten İstanbul aşktır.
Sevgiyle kalın :)

Heyyfi 19 Eylül 2012 08:07  

Nunu'cuğum, ne kadar güzel anlatmışsın o güzel şehri.
İnan ki buradan atlayıp yanınıza gelip size katılmak için içim kıpır kıpır oldu.
Bu arada 25'i gibi geliyorum İstanbul'a.
Birkaç doz gerekecek sanırım bana.
Çok lezzetli bir yazıydı.
Ellerine sağlık canım.
Sevgilerimle...

Unknown 19 Eylül 2012 09:14  

Yine sahane fotograflar,sahane bir üslup ile anlatilmis satirlar... Sabah kahvem ile birlikte, sonunun gelmesini hic istemedim bir roman gibiydi... Istanbul asigi, gönlü güzel arkadasim benim... Sevgilerimle,

Gülcan 19 Eylül 2012 09:34  

harika kareler gerçekten çok beğendim. hayırlısabahlar.

ilhan 19 Eylül 2012 10:00  

Çok güzel yerleri gezmişsiniz. İstanbul Bağdat Caddesiyle Nişantaşı değil elbette, sokak sokak gezmek gerek. Aralarda ne güzel simit fırınları, lokantalar, tarihi yerler, dokular var. Kutluyorum sizi bu paylaşımınız için.

Unknown 19 Eylül 2012 10:16  

Sultanım bencede aşktır İstanbul:))Ne
kadar uzakta olsan hep seni çağırır
yamacına,nasıl özledim anlatamam ama
kısmet olmuyor nedense kavuşmak aşık
olduğum şehre:)))İnşallah en kısa za
manda kavuşurum.O güzel yüreğine sağlık öpüyorum.

Adosh 19 Eylül 2012 11:00  

Bir şehri bilmekle, bir şehri hissetmek arasındaki fark bu herhalde. İstanbul'u ne kadar özlediğimi farkettim.
Hepsi çok güzel ama Baştan ikinci fotoğrafa (Galata) bayıldım. Usta işi olmuş.
Gezerken çok yorulan ayaklarınıza, yazarken yorulan parmaklarınıza sağlık. Değmiş gerçekten.
Takipteyim...
Sevgiler,

caferengigül 19 Eylül 2012 12:45  

İstanbul...bir masal diyarı.Ne güzel bir paylaşım, sanki ben de sizinleydim.Sevgiler.

Seda'nın Günlüğü 19 Eylül 2012 14:34  

Fotoğraflarında sende harika çıkmışsın nunucum. Resimlerine baktıkça gezmiş kadar oluyorum. Karşı komşum da seni çok takip ediyor, yakın olsak da bir kahvelik sohbetimiz olsa keşke...

nurdan 19 Eylül 2012 16:04  

merhaba, siteniz harika bir İstanbul rehberi.

kalpkurabiye 19 Eylül 2012 16:44  

ahhhhhhhhhhhhh:)
sen anlatırsın da biz okumazmıyız ablacım hele böylesine özlem duyarken İstanbul' a:)
oturduğum yerden gezdim dolaştım:) o aralardan görünen galatayada hayranım:))
çok teşekkür ederim sana:)

ufukmutfakta 19 Eylül 2012 17:29  

Tanıttığın ve benim gitmemiş olduğum pek çok yeri not alıyorum.Fırsat yarattığımda ilk bakacağım yer sayfan olacak. Rehberliğin için çok teşekkürler, sevgiler.... veee iyi gezmeler:))

pembe kekik 19 Eylül 2012 18:02  

Bize de güzel bir gezi yaptırdığın için teşekkürler:)

KİZHATCE 19 Eylül 2012 19:18  

oohhh sefamız olsun seninle bende gezdim inan :) :)

Şepşeker 19 Eylül 2012 22:28  

İstanbul gerçekten mupmuhteşem bir şehir ! Bende İstanbul Aşığıyım ! Ne güzelde gezmişsiniz ! Harikasınız ;)

fadinin sanati 19 Eylül 2012 23:12  

merhabalar efendim ..süpersiniz sankı sizlere eşlik etmiş gibi benimde aşık olduğum şehirde turlamiş, o tatlı yorgunlugu taaa içimde hissettim.. çok teşekkürler paylaşimlarınız için ...benim bebegim var nerdeyse bir yıldır yapamadım bu seferleri sevgiyle kalınnnn:)))

Cocukla Cocuk 19 Eylül 2012 23:32  

Baktık ve okuduk Nunu cum, öyle güzel anlatmışsın ki İstanbul'u. Lale Abla ve seninle İstanbul gezmek muhteşem olurdu.

ihlamurcum 20 Eylül 2012 10:02  

Sevgili Nunu, gerçekten artık hiç bir anne evladını kaybetmesin,iki oğlan annesi olarak içim yanıyor.
Umarım tüm bu olaylar sonlanır.
Bu arada İstanbul yazılarını heyecanla takip ediyorum, oğlumu çok şükür üniversiye yerleştirdim.Yakında benimde İstanbul turlarım başlayacak, sizin yazılarda yol gösterecek.Sevgilerle...

Nuray 20 Eylül 2012 10:30  

Merhabalar Sevgili Nunu,
Çok haklısın hepimiz çok üzgünüz yüreğimiz yanıyor allah hepimize sabırlar versin. Allah yardımcımız olsun...
Bayıldım gezi turunuza okudukça sizinle birlikte gezmiş gibi hissettim bir an kendimi. Allah hepimize her zaman iyi niyetli güler yüzlü insanlarla olmayı nasip etsin. HARİKASINIZ...:)
Nuray

Disalce 20 Eylül 2012 13:48  

nasılda güzel anlattın..yine yanında geziyor gibi hissettim kendimi..:)) ağzına sağlık...fotoğraflar harikaaa:)

made in funda 20 Eylül 2012 21:05  

SENİN GÜZELLİĞİNE BAKMAKTAN DİĞERLERİNE BAKAMADIM.MAŞALLAH!!BU NE GÜZELLİKTİR BÖYLE NUNUŞUM.....

TATESAL 20 Eylül 2012 22:32  

İstanbulu bu kadar güzel anlatan başka birini tanımadım,teşekkürler nunum....

Gülsüm Güven Tuncer 20 Eylül 2012 22:50  

Öyle bir özendim ki nUnU.. Aklım gitti valla. Arada bir İstanbul'a gidiyorum ama hep görev nedeniyle. Koştur koştur gidip döndüm hep. Öyle istiyorum ki uzun uzun dolaşmayı. Sayende İstanbul'u ilk sıraya yerleştirdim. Hiç kimseye görünmeden İstanbul gezeceğim. Aklıma koydum. Sağol paylaşımın için.

keyf_i sibel 20 Eylül 2012 23:58  

resimlere bittim.ayrıca aklım şapkanda ve çinili cafedeki sandalyede kaldı.sefanız olsun ...

Nina 21 Eylül 2012 00:59  

Thank you for commenting on my B-day post!
Lovely pictures and places! I like it a lot!
XOXO

Asis 21 Eylül 2012 19:44  

Müthiş guzel..canim İstanbul çekti desem...sevgilerimle

MASALA SESLENENLER....

Yükleniyor...

ESKİ MASALLAR (arşiv)

  © Free Blogger Templates Autumn Leaves by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP