BLOG DAYANIŞMASI İÇİN GÜN BUGÜNDÜR ....

>> 29 Temmuz 2013 Pazartesi


DİREN SAVAŞÇI AYŞENİM !





BLOG    DAYANIŞMASI  İÇİN  GÜN  BUGÜNDÜR 

Haydi Hep beraber uğrayalım mı ..??

Vereceğiniz desteğe, tatlı sözlere, Çok Mutlu Olacak  :))

Read more...

FENER /

>> 28 Temmuz 2013 Pazar



Ünlü şair Kavafis'in dediği gibi 
 'yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın... İstanbul sokaklarıyla, evlerle, boğazıyla ve yemekleriyle benzersiz bir kent... !!!!



Kariye, Molla Fenari, Asitane Restaurant , Fethiye Müzesi, Fener Rum Erkek Lisesi, Moğolların Meryemi Kilisesi, Haliç Surları, Aziz Stephen Bulgar Kilisesi, Merdivenli Cadde, Vodina Caddesi, Hepsi Hikâye, Sema Topaloğlu Tasarım Atölyesi ve yerinde yeller esen Agora Meyhanesi... 
Evet, tahmin ettiğiniz gibi Fener Balat’ta kısa bir tur. İstanbul’un hazine değerinde güzellikleri, görülecek yerleri kolay kolay bitmez. Belki ara sokaklarında bile geze göre aylar geçirebilirsiniz 
Benim gibi defalarca gelmiş de olsanız bir kez daha gezmek, değişimi koklamak insana yaşadığını hissettiriyor. Çünkü tüm başına gelenlere rağmen eski İstanbul hâlâ nefes almaya çalışıyor. En önemlisi de burada dolaşırken geçmişle geleceğin yıkıp yakmadan birlikteliğinin mümkün olduğunu görüyorsunuz...


























Gerçekten günümüzde yükselen değerlerin arasında Fener- Balat ikilisi..
Sanki farklı bir çağ farklı bir şehir..

Sahilden içeri atınca kendinizi bambaşka bir diyarı kucaklıyorsunuz !!

O yokuş yukarı sokaklarında, kısa katlı, yüksek tavanlı evlerin cumbaları altında gezerken geçmiş yaşamın tüm fısıltıları emin olun kulaklarınıza doluyor ...

Dilek olay ,Yaklaşık 3 bin yıllık tarihi sığdırmış bu köhnemiş ama ayakta kalmış sokaklarıyla...

Son yıllarda ise yavaş yavaş yeniden cazibe merkezi oluyor. 1994'ten itibaren atılan adımlarla Haliç'te başlayan büyük temizlik, son 10 yılda Fatih Belediyesi'nin açıkladığı kapsamlı kentsel dönüşüm projeleriyle gündeme gelen semt, küllerinden yeniden doğan Anka kuşu gibi. 
Türkiye'nin en önemli özel üniversitelerinden Kadir Has ve dizi dizi ünlü balık restoranları sırtını dayayıvermiş Balat'ın tepelerine. Sahil şeridindeki hareketliliği geçtikten sonra, masal diyarı gerçek Balat başlıyor. 
Orhan Pamuk'un Beyaz Kale'sindeki eski İstanbul gibi dar sokaklar ve birbirine bitişik evler, evler, evler.... Hepsi Ayrı hikaye !!

Gelin görün okuyun anlatın.. Bu hikayeler bitmez..

Ve inanın 


Bu şehir arkanızdan gelecektir..




Read more...

KIRMIZI MEKTEP / FENER - ERKEK RUM LİSESİ



Şu anda 7 Tepeli İstanbul'un 4. tepesindeyiz..

Bu tepede, Yavuz Sultan Selim Camisi, Fethiye Camisi, Kariye Camisi, Fener Rum Patrikhanesi yer alıyor..
Denizden 50 metre yükseklikteki Fener Rum Erkek Lisesi önünden şehri seyrediyoruz.. Manzara anlatılmaz güzellikte !!


Patrikhanenin arkasından Sancaklar Yokuşu’nda bulunan okul, Fransa’dan getirtilen kırmızı tuğlalardan yaptırıldığı için halk arasında “Kırmızı Okul” diye de anılmaktadır. Haliç'in her iki tarafından da görülebilen okul, kırmızı rengi ve kubbeli mimari yapısı ile hemen göze çarpıyor.
Muhteşem ötesi bir bir işçilik, harika bir yapı .. Haliç'in her iki yakasından görülmekte.

İstanbul´un fethinden sonra Bizanslılar şehri terkedip Ege -İtalya ve Fransaya sığınmışlardır ! 
Fatih Sultan Mehmet, 1454´te, tüm İstanbul'lu Ortodoksları şehre geri çağırdı.  Çağrısını bir fermanla resmileştirip,  Ortodokslar´ın kendi dillerinde eğitim yapabileceklerini, patrikhanelerini yeniden ihya edebilecekleri ve tüm ibadetlerinin eskiden olduğu gibi serbestçe yerine getibileceklerini bildirdi.
 Bunun üzerine İstanbul´dan ayrılmış olan eski Bizanslılar gruplar halinde kente geri döndü.




Osmanlı İmparatorluğu´nun en yüksek mevkilerinde görev almış bulunan pek çok Fenerli Rum, baştercüman, Eflak ve Boğdan beyleri, patrik ve yüksek din görevlileri, bu okuldan yetişti.
 Osmanlı döneminde okulun müdürleri din görevlileri arasından seçilirdi.



Okul 1861´den sonra klasik eğitim veren bir liseye dönüştü. Günümüze kadar ulaşan görkemli bina 1881´de mimar Dimadis tarafından inşa edildi. 1903´te okulun bünyesine, ilkokul öğretmeni yetiştirmeye yönelik, klasik filoloji ve pedogoji eğitimi veren bölüm eklendi.

Okul cumhuriyetten sonra, Fener Rum Erkek Lisesi adını aldı. 




Okulun bugünkü binası, Ondokuzuncu yüzyılın en önemli mimarlarından biri olan ve Fener Rum Erkek Lisesi mezunları arasında bulunan mimar Dimadis tarafından inşa edilmiş. Haliç´in her iki yakasındaki yapılar içinde Süleymaniye´den sonraki en büyük binası olan eserin yapı malzemelerinden çoğu Marsilya´dan getirilmiş. Avrupa´nın çeşitli ülkelerinde özellikle İtalya ve İspanya´da da şatolar yapan Dimadis, eseri beş sene içinde bitirmiş. Fener sırtlarındaki yüksek tepe üstüne inşa edilen eser, geniş ve yüksek cephesi, kırmızı ateş tuğlaları ve ortasındaki kubbeli kalın bir kulesiyle dikkatleri çekiyor. Büyüklüğünden dolayı sıkça, yapı olarak çok daha küçük olan, Fener Rum Patrikhanesi zannedilir.
Tarih ve edebiyat öncelikli bir eğitim müfredatı olan lisede eskiden yalnızca erkek öğrenciler eğitim almaktaydı. Bugünlerde ise okulda çok az sayıda 50-60 öğrenci ile karma eğitime devam edilmektedir. Öğrenim dili Türkçe ve Yunancadır. Fener Rum Lisesi 4+1 yıllık eğitim vermektedir. Bu tüm İstanbul (ve Türkiye'deki) Rum öğrencilerin yok denecek kadar az olmasından (yaklaşık 65 öğrenci) dolayı Zoğrafyon Rum Lisesi'nden sonra en "kalabalık" ikinci Rum okuludur.

Maalesef Okulların yeni tatile girdiği haftaydı ve içini göremedim.. Dilerim sonbaharda buluşuruz,

Şimdi yavaş yavaş yokuştan aşağılara yuvarlanmadan ineyim  ve Fener Rum Patrıkhanesine gidelim....

***
Resimler güneş açısından dolayı çok başarısız üzgünüm :(


Read more...

CAFE VODİNA- BALAT KÜLTÜR EVİ













Balat'ın en popüler, en modern kafesi Cafe Vodina. Aynı isimli caddede... 
Semt kadınlarına meslek kazandıran bir atölye aynı zamanda burası.

****
İster mantısı, ister sarması. 
Hafta sonu da açık büfe kahvaltısı... Hepsi müthiş... Mutlaka bu havayı soluyun.. serin  mis gibi bir dinlence yeri
****
Ben saatler boyu Balat'ı gezmekten yorgun düştüm, sakin ve serin bir bahçe dışarıdaki 32* sıcağa adeta nanik yapıyordu Vodina Kafe..
Aslında hiç kalkmasam diyorum ama, daha Fener var sırada.. !!!



TARİHİ SEMTİN OLMAZSA OLMAZLARI Sahildeki Çanak Mangalda Kurufasulye'de kurufasulyenin, manda yoğurdunun ve irmik helvasının tadına bakmamak olmaz. Ramazan'a özel  iftar menüleri de var... 
 Adı Mavi Köşe ama semt ahalisi Arnavut Köftecisi diyor. Burada köfte yiyen mutlaka bir kez daha geliyor... 
 Molla Aşkı Teras'ında oturup çay yudumlarken insan İstanbul'a bir kez daha aşık oluyor. Pierre Loti'ye rakip olur mu? Olur mu olur! 
 Hazır Ramazan'dayız, 45 yıllık Cihan Tulumba ve Baklava'nın lokmasını tatmadan olmaz. 
 "Halka tatlısı severim," diyorsanız istikamet Antepoğlu... 
 Balat Turşucusu'nun turşu suyu dillere destan. 
 Balat İşkembe 25 yıldır hizmette... 24 saat açık... Erkan Can, Gökhan Özen... Kimler yok ki işkembesinin müdavimi... 

 Balat'ın en popüler, en modern kafesi Cafe Vodina. .. İster mantısı, ister sarması. Hafta sonu açık büfe kahvaltısı... Hepsi müthiş... 
 Galeta için adres: Evin Pastanesi. Bilen bilir. Evin Hanım'ın galetaları, pastaları dillere destandır. Zaten kaç yer kaldı ki anasonlu, susamlı, kepekli galeta yapan... 

HAYDİ ŞİMDİ Şu Meşhur KIRMIZI RUM LİSESİNE UĞRAYALIM... 
(Nasıl bir yokuş bekliyor beni anlatamam !!! )

Read more...

BALAT

>> 27 Temmuz 2013 Cumartesi



HALİÇ' İN PARMAKLARINA TAKILMIŞ ESKİ BİR YÜZÜK GİBİDİR BALAT !


Rengarenk bir rüya görmek istiyorum, hatta buna Molla Aşkı Parkı'nda  aşağılara bakarken , karar veriyorum... Zira tam aşağısı efsane ikili, Balat- Fener Semtidir !


Dünkü Kariye  yorgunluğumun üzerine, birde bugün kü gezi  hiç akıl karı değil biliyorum ama , aklıma koydum mu dönüşü yoktur benim için.
Akşamdan herşeyi yedekliyor kocaman bir çantaya sıraıyor ve.......


Sabah erken çıkıyorum, dünden daha fazla nem var ne yazık ki.. Serin vapur terası şimdilik çok iyi geliyor..
İnince kısa bir yürüyüşle Eminönü Otobüs durağına geliyor ,Fener- Balat istikametine doğru yol alıyorum, zaten 3 durak sonra hemencecik Balat sahiline vardım bile !


Karşıya geçiyorum, güzelim camii sağımda kalıyor, meşhur kelle paça -işkembe çorbacılarının yanından ! leblebiciler sokağına giriyorum ve unutulmaz bir renk cümbüşü, unutulmayacak güzellikte mimari yarışı başlıyor gözlerimde !!

Gençlerin çoğu bilmez; bizim kuşak karmakarışık bir çekmece, dolap gördüğünde dağınıklığı tarif etmek için “çıfıt çarşısı” derdi. 

İşte, .Balat Çarşısı’nın asıl adı Çıfıt Çarşısı’dır.
Çarşının bulunduğu sokağın başında sakin, küçük bir sinegog var. “Bir Zamanlar Çıfıt Çarşısı” isimli kitabın yazarı Beki L. Bahar’a göre Yahudilerin yoğun olarak yaşadıkları yerleşim bölgelerine de Çıfıt adı yakıştırılırmış. 
Sokakta, eczaneden yorgancıya, manavdan plakçıya, sobacıya kadar gerçekten her şey var.



Haliç'in kıyılarında fotoğraf tutkunlarının delice sevdalı olduğu bir semttir Balat- Fener ..Detayları sonsuz olduğundan , saatler yetmez olur burada kare kare resim çekmekten..


Bizans ve Osmanlı'nın en eski yerleşim yerlerindendir ! Osmanlı döneminde en çok Yahudi ve Ermeniler vardı buralarda..İçiçe geçmiş kardeşçe yaşanan yüzyıllara imza atılmış bir geçmişi vardır Şehrimizin !



Sinegogları , demir kiliseleri, patrikhaneleri ile zenginlik katmıştır kültürümüze..


Kagir ve taş evler, cumbalardan mutluluk taşan evler, beni kocaman gülümseten, iplere dizilmiş çamaşırların sarktığı sokaklar, yollarda kıvrılmış kediler, tatilin sevinciyle cıvıl cıvıl çağlayan çocuklar, camdan cama seslenen komşular, arabalı mikrofonlu sokak satıcıları, dükkanlarında müşteri bekleyen esnaflar, kapı önlerinde elişi yapan nineler, rengarenk bir film sahnesi değil mi sizce de burası ?


Cennet mahallesinden tutun da, nice dizilerin ve sinema filmlerinin ev sahibidir BALAT ..
Yokuşlar süpriz dolu ! Nakış dolu binalar, kahvehane kültürü, yoğun bir roman halkı birikimi,
 neredeyse kapıların hepsinin açık oluşu ! yüksek sesle birbiriyle konuşmalar , her evden taşan roman müzikleri, şakası kavgası eksik olmayan mahalleler, her köşe başında bekleşen roman müzisyenlere rastlamak, buranın kültürünü ip uçlarıyla ortaya seriyordu ..


Güneş adete cehennem moduna geçiyor o saatlerde, telefonla çekim yapmak, ışık yüzünden zorlaşsa da ısrarla devam ediyorum yokuşları bir bir tırmanmaya !!!!


O sırada çok sevdiğim bu sokağa giremeyeceğimi anlıyorum !! her yer kapalı ! 
Film- dizi çekimi var, tarihi tahta çatılı hamamı, enfes camiyi ayrıntılı kareleyemiyorum, ama kıyısından zoomlayıp hatıralara katıyorum ..



Haziran sonu, beni bu sıcağıyla şaşkına çevirdi günlerdir, artık mola verip ,aşağıdaki Balat Kültür Merkezinde, dinlenmeyi şiddetle hayal ediyorum, sonra daha sırada Fener var.Patrikhane var, Rum lisesi var.. Balat Kültür evi var !!!!!!
 Bugün bitecek bu yanyana duran eski  iki bilge semt ..



Çok şanslı değil Balat, hakkıyla  ziyaretçisi yok :((( Hepimiz sorumluyuz bundan !

Düşünün ki, benden başka  ne bir turist, ne elinde fotoğraf makinesi ile gelen kimse yoktu !!! 
O sebeple eni konu bir post hazırlamak istedim .. 
Lütfen Bu cağnım şehrimi  önce severek , sonra KORUYARAK ! Sonra SAHİP ÇIKARAK destekleyelim !!!! Herkese duyuralım- anlatalım ! Esnafa hareketlilik, sokaklara hayat gelsin,
İstanbul demek :  Boğaziçi - Sultanahmet  ve Galata ile sınırlı değil unutmayalım !


Balat O kadar farklı ki, Ne Cihangire ne Karaköy'e hiçbir yere benzemiyor ! 
Hele şunun şurasında daha 5-10 yıl önce açılan bir kaç kafe sayesinde ve birkaç tanınan insan da olmasa ,hayatta bilinmez ruhunuz bile duymazdı O saydığım efsane semtleri ...

Şimdi Balat bekliyor bu ilgiyi alakayı ki, hepsini toza dumana katar önünde sürükler. O derece bir kültür mirasına sahip !



Ve Balat'ı Şu meşhuuurrr  şarkıdaki '' AGORA MEYHANESİ '' ile noktalıyorum..
Evet Bilen -duyanlar şaşırdınız biliyorum, ben içeriyi girdim gezdim, özellikle yayınlamıyorum ki kendiniz gözlemleyin !

Eski zamanlarda Balat’ta dokuz ünlü meyhanenin adı geçer. Bunlar Karanlık, Koçe Kalfa, Köroğlu, Bahçeli, Yarım Balat, Karanfil, Yasef, Enserci Nesim, Balta Yusuf meyhaneleridir. 
Balat’ın merkezi sayılan Agora Meyhanesi, şarapları ve atmosferiyle şarkılara konu olmuştur. 35 yıllık bir aradan sonra Barba Vasilis’in mirasını yeniden ayağa kaldırmak üzere 2008’de yeniden kapılarını açtı Agora Meyhanesi.
 Eskiye sadık kalıp otantik kalmaya çalışılan mekânda mezelerde de geçmiş tariflerin izini sürmüşler. “Bu gece benim gecem” diyenler Balat Agora’yı bir köşeye not alsın.
Vodina caddesi no 128..
Şimdilerde hızla yeniliyor kendini... 


Fener' de Buluşmak üzere diyor ve biraz Balat Kültür Evi'nde soluklanmak için müsade istiyorum...

Tarihi Yarımada’da gidecek daha o kadar çok yer var ki…
Lütfen Tarihi Yarımada ile ilgili kitapları okuyun ve sokaklarında dolaşın. Orada esnaf lokantalarında yemek yiyin, müzeleri gezin, turist gibi olun. 
Yapacağınız 3-4 saatlik keyif sizde unutulmayacak tatil etkisi bırakacaktır.


NE YAPALIM

Mutlaka rahat bir spor ayakkabısı giyinelim
Yaz ayı ise yedek giysi ve şapka hatta güneş kremi alalım !
Şarj makinesini sakın unutmayalım !
Yedek pil yada hafıza kartını çantaya atalım !
Çocukla ve yaşlılarla asla gitmeyelim ! Yokuşlar çok yorucu.
Yemek- çay-kahve için Balat Kültür Evi ne gidelim..
Hamam-agora meyhanesi- demir kilise-camiileri gezelim.
Muhteşem Balat evlerinin kapılara dikkat edelim, bol resim çekelim.

Read more...

MASALA SESLENENLER....

Yükleniyor...

ESKİ MASALLAR (arşiv)

  © Free Blogger Templates Autumn Leaves by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP