ALAÇATI'da - BİR Dut Masalı'nın Ayak İzleri

Dünyaca ünlü ALAÇATI SÖRF CENNETİ MERKEZİ,


HER BİRİNİZE MERHABALAR..HOOOŞŞBULLDUMMM :)))

beni öylesine güzel uğurlayıp, o kadar da güzel karşıladınızkii, gelen tüm maillere, tüm yorumlara ayrı ayrı teşekkür ederim.

Her birinize çok değer verdiğimi bilmenizi istiyorum,
dediğinizi yaptım,sözümü tuttum. olabildiğince ,çok sevdiğim yerleri biraz bencillik edip öncelik vererek resimledim. daha yüzlerce köşe var,ama ben keşiflerin devamını sizlere bırakıyorumm. sizlerde benim kaldığım yerden devam edersiniz umarım.
Tatil resimlerimi 4 e ayırdım. ÇEÇME- ALAÇATI- ILICA- DALYANKÖY olarak.(bunlara çok küçük olan Şifne ve Çiftlikköyüde ekledim),
böyle istemiştiniz çünkü..kısa süre içersinde tüm resimlere sahip olacaksınız,yani görsel olarak..
hepinize sevgiler iletiyorum,iyi geziler..iyi seyirler :))

RESİMLERİN ÜZERİNE TIKLIYARAK BÜYÜTEBİLİRSİNİZ.


Alaçatı sörf cenneti- yat marinası

Alaçatı pazar yerindeki SUN BUTİK OTEL (girişi),(pazara girerken mimarisi ilgimi çekince ,kendimi içerde buluverdim :)Sahibi Levent Beyin güler yüzü ve bilgileri doğrultusunda hoş olan bir sohbet oldu. SÖZÜMÜ TUTTUM.. :))

alaçatı sun otel-cafe,(seramik ve sanat çalışmaları çok ilgi çekiciydi)

SUN OTEL ön cephe, www.alacatisun.com

ÇOK HÜZÜNLÜ BİR HİKAYESİ VAR BU 150 yıllık HARKULADE RUM EVİNİN ,LÜTFEN ŞU ADRESTEN OKUYUNUZ.
http://cesme-rehberi.com/detail.php?id=54 İnsanın içi burkuluyor :(((
İyiki öylesine diye girmişim bu işletmeye,meğerse hiç de öylesine değilmiş, tesadüf diyede bişey yok aslında, herşeyin bir sebebi olduğunu bir kez daha gördüm.
İşletme sahibi Yönetmen Levent Bozkurt Beye kısa anlatımları için çok tşkr ederim. ve kendisinin sevdiği dizeleri ,buyrun beraber paylaşalım

Fesleğen kokulu dar sokaklarda aradım seni,
Pencereden sarkan begonvillere,
Ağaçlardaki kuşlara,
Cumbadaki meraklı gözlere,
Kapıdaki yaşlı kadına,
Kahveden taşan müziklere,
Alaçatı’ya sordum seni…
Sabahın ilk rüzgarına kapılmıştır,
Bekleme ’’geri dönmez’’ dedi…

serkan eroğlu.

Mon Jardin bahçe-ev tasarım-aksesuar,

Mon Jardin de BEN :),

çeşmenin sakız reçeli ve alttakiler incir reçelleri,solda sepettekiler bir başka marka sakızlı kahveler,

İlk kez bu sene yapılan sakızlı lokma :( resim çıkmamış...,ama hayali de yeter :)))

Sakızlı kahve !!!!!,( geçen sene ilk kez yapılmıştı )(her günn ,masal kahramanımla,sakızlı kahvemi içtiğim tek yerdir :),

meydan kahve,

Otra kahve,( her daim bir ünlü vardır (teoman oradaydı),

Meşhuurrr KÖŞE KAHVE,(lezzetleri tadılmalı mutlaka),

yasmin,antik cafe-bar,( karşısında keskinli fırına uğrayınız)

İlknur arkadaşımın yakınlarına ait GÜMÜŞ GRİ ( takılarım buradan :)))

The gümmüsh (gümüşlerde burdan :),

Veeeeeeeee :) hani benim kendini bahçe sanan balkonum vardı ya :)
işte Yaratıcısı biricik ÇINGIL,

Alaçatının giriş yokuşu,

Alaçatının simgesi 4 Değirmenler,

başka açıdan değirmenler,

alaçatının daracık sokaklarından biri,

sağda tarihi İMREN lokanta-cafe,

ATATÜRK meydanına inen yol,

alaçatı sokakları,

ATATÜRK meydanı,hemen arkası Meydan kahvesidir,

Sakızlı kahvelerinizi,soldaki BAYIR KURUYEMİŞÇİSİnden çok uygun fiata alabilirsiniz,

Antikacılar çarşısı,

antikacılar çarşısı(lambamı nasıl buldunuz :))

ileride rüzgar gülleri(elektrik üretiyorlar)Pazar meydanı,

Pazara giriş, sağda SUN otel-cafe,

Alaçatı pazaryeri camii(diğer yanı kilise),

camiiden başka bir görüntü,

taze cevizler,

börülce ve pembe patlıcanlar(reçeli yapılır) YAPARIZ Bİ GÜN :))),

pembe köy elmaları,

Manisa kırkağaç kavunları,

Dalından bizleri selamlayan çilekler, (ne şeker ve ne harikalar),

kızılcıklar,

alaçatı kavunu,

daha buğuları üzerinde duran,izmir üzümü,(yerken, kokusunu tarif etmek imkansız),

:))) BİZZZ... Hatta oğluşlarım, KARA DUTlar :)),

Devasa ,ay çekirdekleri... HÜLYA yı (güne bakanlar) gene kıskandıracaklar :)))

FEVZİ DİNÇ: Selanik doğumlu,anlattığına göre:Atatürkün hısmı,Alaçatıda büyümüş selanik macırı imiş,pazara girerken ilk sol sokaktaki sol tezgah onun..o kadar neşeli ve hayata bağlıki,onu çok sevdim yolunuz düşerse uğrayınız :))

Fevzi Beyin yetiştirdiği kabaklar, (enfess oldular.. :))

İzmirin incirleri,

Kudret Narı, şifa kaynağıdır (googleden bakınız) !!!! ,

taze bahçe nanesi ve sağındaki ise taze kekik (zahter de denir),enfestirr..,

sebzeler ( yazıya dikkat :))))))),

kabak çiçekleri,beyaz olanlar ise sadece Alaçatıda yetişen beyaz soğanlar(şifalı)!!

kabak çiçeği demetleri, (bakakaldım bu güzelliğe),

üzerinde daha çiçekleri olan,sabahın 5 inde toplanmış kabaklar,

kabaklar çiçekleriyle,nasıl da körpeydiler,

taze fesleğen,çiçeklerine dokununca kokusundan büyülenmemek mümkün değildi,

kırmızı dolmalık biberler(z.yağlı oldular bile :)))),

alaçatı incirleri,inanırmısınız içlerinden balları akıyordu !!!! ahh ahh ahh :)

keçi boynuzu,acur ve pembe bamyalar(tadını yaşamak lazım)yiyenleriniz bilirler ... ,

Manisa akhisar zeytinyağı, aman ne lezzetli, anlatmak yetmez....


Bu arada bilmenizi isterimki ,ALAÇATIyı ifade edecek olağanüstü taş yapıtlar var,özellikle butik otel-restaurant-cafe-butik-fırın-bijuteri-vs vs olarak işletilen,tek tek görüntülemesi çok zor olan,ancak çıplak gözle tahlil edilerek, bu eşsiz yerleri, görmek gerekiyor tarafınızdan.Hiç bir tarihi taş yapıya haksızlık etmek istemem çünkü...
muhakkak bu mübadele yılarından geriye bize kalan ,içinde nice yaşamlara şahit olmuş bu binaları,sokakları tek tek severek ve sahip çıkarak kollamak gerekiyor..
Alaçatı tıpkı kapadokya ,mardin vb.yörelerimiz gibi eşsiz bir yerdir.

Bize gelince.....
geceleri sakız adasından gelen rum sanatçılarla ay gölgesinde söylediğimiz şarkılar, yapılan sirtakiler,bir rakı bardağıyla raks,balıkların damaklarımızdaki lezzetleri,sakızlı dondurmalar, sakızlı muhallebiler, sakızlı kahveler,sakızlı izmir lokmaları,sakızlı un kurabiyeleri ve elbetteki sakızlı lokumları ile (kahve yanında mutlaka) ömrümüze ömür olmuşlardır.

çeşme sahilinde,egeye ve kaleye karşı içilen çaylar,
izmir tulumu peyniri, taze tatlı lor peyniri üzerine koyulupta yenen kara dut reçeli :) hiç unutulurmu.!!!!( içim bir hoşş oldu :))

ya o alaçatı kavunu eşliğinde sirtakilere karışan anoson kokulu :)))) oda unutulmaz elbette :)

pembe domateslerin!! yanındaki,çıtır bahçe biberleriyle,alaçatı zeytininin muhabbeti ise oda başka bir sohbet konusu olur ancak.
taşlı alaçatı yollarının ,taş evlerinin arasından yürürken, o güzelim değirmenlerin görüntüsü eşliğinde ,Şahaser ALAÇATI rüzgarı şapkamı alıp götürürken ardından bakakalıp,sonradan gülmelerimizi ise unutamıcamm sanırım :))) (yeni almıştımda :)

elimizde İzmirin, şirince şarapları,kulaklarımızda buziki sesleri,gözlerimiz ise otelimizin tam karşısındaki Sakız Adasına kitlenmiş halde mehtapı seyretmemiz de ayrı bir keyifti.

pırlanta plajlarında altın kumlara vuran dalgalar,(şahaneeydi)
cağğnım dalyanköyün balıkları ve harkulade koyu ve atmosferi,
ılıca sahilleri,kumrusu, dondurmaları ve şahaser evleri !!!!! (eşi yok)
Şifne kıyıları,termalleri,
Çiftliköyün muhteşem denizi evleri,koyları,
çeşmenin kalesi,gezi tekneleri,limanı,açık hava tiyatrosundaki ajda pekkan ve ferhat göçerin ayrı ayrı konserleri,tayfun duygulunun kendi çaldığı,gitar,piyano ve saksafonu eşliğinde her akşam otelimizde verdiği enfes ve mehtaplı gece konserleri unutulmazlarımızın ilk sıralarındaydı..........

ÇEŞMEDEN NE ALALIM : Sakız likörü- damla sakızı- sakız reçeli-kavun- sakızlı kahve-sakızlı lokum- kabak çiçeği- zahter(teze kekik),mevsimine göre ege otları-alaçatı zeytini-bal kabağı(kışlık),alaçatıyı temsil eden hediyelik rüzgar gülleri -(aldım resimliyeceğim)-çeşme amblemli envayi çeşit aksesuar- zeytinyağı-izmir tulumu- boyoz(bir tür poğoçası),incir reçeli ve taze - kuru incir- vee üzüm alınmadan gelinmez. BENDEN SÖYLEMESİ :)))))

* URLA mı ???? O başlı başına ayrı bir kitap olur,roman olur.. ölmeden önce görülmeli :)yemeli, içmeli oralarda..

Ünal kardeşlerde(sahilde) urla katmeri,
beğendik abi de HANDAN hanımın ellerinden her şeyyyyy, :)))(eski pazar sokağında hala yeri),
urla güveci,enginar dolması-ege otları,şahane tatlıları muhakkak yenmeli.
sahilde keçi boynuzu ve özellikle iğde toplayıp, balıkçılara uğranmalı.
çok güzel olan sayfiye evlerinin resimleri çekilip arşivlenmeli. o kocamaaann pazarınada uğramadan zaten urlaya gittim denmemeli :))

ileriye doğru yani sahil-sayfiye boyunca,enfes manzaralı sahil kasabalarında her durakta durup o dupduru ege sularına doğru dalından getirilen !! limonlu çaylar içip,iç huzuruna ermeli :))))) (ahh ahh ne koku ne lezzett ))
(ben hepp öyle yaptım)....
sonra her bulduğum ,o şahaser koylara ,turkuazz berrak sulara,kendimizi bırakıverdik... güzel egem öylesine kucaklıyorkii........ılıkk ılıkk...
birde, öyle çok ördek var ki urlada :)vak vak vakk diye diye çocuklar gibi kovalamaca oynadık :)))çok şekerlerdidii rengarenkk......
(benim masal kahramanım kameraya çekip ,halime bakıp bakıp çok güldü çokkk :)))

* NOT: Urlaya ait tek resim yok. çünkü kasetler dolusu çekim yaptık.telefonla bile çekmek aklıma gelmedi.okadar büyülendik anlıyacağınız.
*
ama google yardımcı olacaktır. yazdıklarımı takip edip ulaşabilirsiniz bu yerlere.

her şeyi böylesine lezzet ve anılar dolusu yaşayıp,bu masalı sonlandırırken ;
dalgalardan-denizlerden-yakamozlardan ve aydan-güneşten-mehtaptan ,ve biz kahramanlarından,
hepinize ayrı ayrı ,İZMİR kokulu-turkuaz renkli-tatlı esintili sevgiler getirdim..

Yani dostlar şu ki : aynen şarkıdaki gibi söylemeliyim . Benimde ........
KALBİM EGE DE KALDI :(((((((((
-----------------------------------------------------------------------------------

BLOĞUMU AÇALI SADECE 2 AY OLDU. BUGÜN İTİBARİYLE,ZİYARETÇİ SAYIM 2327 KİŞİYİ
BULMUŞ.İLGİNİZE,SEVGİNİZE,TEŞEKKÜR EDERİM.