HALİÇ' İN PARMAKLARINA TAKILMIŞ ESKİ BİR YÜZÜK GİBİDİR BALAT !
Rengarenk bir rüya görmek istiyorum, hatta buna Molla Aşkı Parkı'nda aşağılara bakarken , karar veriyorum... Zira tam aşağısı efsane ikili, Balat- Fener Semtidir !
Dünkü Kariye yorgunluğumun üzerine, birde bugün kü gezi hiç akıl karı değil biliyorum ama , aklıma koydum mu dönüşü yoktur benim için.
Akşamdan herşeyi yedekliyor kocaman bir çantaya sıraıyor ve.......
Sabah erken çıkıyorum, dünden daha fazla nem var ne yazık ki.. Serin vapur terası şimdilik çok iyi geliyor..
İnince kısa bir yürüyüşle Eminönü Otobüs durağına geliyor ,Fener- Balat istikametine doğru yol alıyorum, zaten 3 durak sonra hemencecik Balat sahiline vardım bile !
Karşıya geçiyorum, güzelim camii sağımda kalıyor, meşhur kelle paça -işkembe çorbacılarının yanından ! leblebiciler sokağına giriyorum ve unutulmaz bir renk cümbüşü, unutulmayacak güzellikte mimari yarışı başlıyor gözlerimde !!
! Gençlerin çoğu bilmez; bizim kuşak karmakarışık bir çekmece, dolap gördüğünde dağınıklığı tarif etmek için “çıfıt çarşısı” derdi.
İşte, .Balat Çarşısı’nın asıl adı Çıfıt Çarşısı’dır.
Çarşının bulunduğu sokağın başında sakin, küçük bir sinegog var. “Bir Zamanlar Çıfıt Çarşısı” isimli kitabın yazarı Beki L. Bahar’a göre Yahudilerin yoğun olarak yaşadıkları yerleşim bölgelerine de Çıfıt adı yakıştırılırmış.
Sokakta, eczaneden yorgancıya, manavdan plakçıya, sobacıya kadar gerçekten her şey var.
Haliç'in kıyılarında fotoğraf tutkunlarının delice sevdalı olduğu bir semttir Balat- Fener ..Detayları sonsuz olduğundan , saatler yetmez olur burada kare kare resim çekmekten..
Bizans ve Osmanlı'nın en eski yerleşim yerlerindendir ! Osmanlı döneminde en çok Yahudi ve Ermeniler vardı buralarda..İçiçe geçmiş kardeşçe yaşanan yüzyıllara imza atılmış bir geçmişi vardır Şehrimizin !
Sinegogları , demir kiliseleri, patrikhaneleri ile zenginlik katmıştır kültürümüze..
Kagir ve taş evler, cumbalardan mutluluk taşan evler, beni kocaman gülümseten, iplere dizilmiş çamaşırların sarktığı sokaklar, yollarda kıvrılmış kediler, tatilin sevinciyle cıvıl cıvıl çağlayan çocuklar, camdan cama seslenen komşular, arabalı mikrofonlu sokak satıcıları, dükkanlarında müşteri bekleyen esnaflar, kapı önlerinde elişi yapan nineler, rengarenk bir film sahnesi değil mi sizce de burası ?
Cennet mahallesinden tutun da, nice dizilerin ve sinema filmlerinin ev sahibidir BALAT ..
Yokuşlar süpriz dolu ! Nakış dolu binalar, kahvehane kültürü, yoğun bir roman halkı birikimi,
neredeyse kapıların hepsinin açık oluşu ! yüksek sesle birbiriyle konuşmalar , her evden taşan roman müzikleri, şakası kavgası eksik olmayan mahalleler, her köşe başında bekleşen roman müzisyenlere rastlamak, buranın kültürünü ip uçlarıyla ortaya seriyordu ..
Güneş adete cehennem moduna geçiyor o saatlerde, telefonla çekim yapmak, ışık yüzünden zorlaşsa da ısrarla devam ediyorum yokuşları bir bir tırmanmaya !!!!
O sırada çok sevdiğim bu sokağa giremeyeceğimi anlıyorum !! her yer kapalı !
Film- dizi çekimi var, tarihi tahta çatılı hamamı, enfes camiyi ayrıntılı kareleyemiyorum, ama kıyısından zoomlayıp hatıralara katıyorum ..
Haziran sonu, beni bu sıcağıyla şaşkına çevirdi günlerdir, artık mola verip ,aşağıdaki Balat Kültür Merkezinde, dinlenmeyi şiddetle hayal ediyorum, sonra daha sırada Fener var.Patrikhane var, Rum lisesi var.. Balat Kültür evi var !!!!!!
Bugün bitecek bu yanyana duran eski iki bilge semt ..
Çok şanslı değil Balat, hakkıyla ziyaretçisi yok :((( Hepimiz sorumluyuz bundan !
Düşünün ki, benden başka ne bir turist, ne elinde fotoğraf makinesi ile gelen kimse yoktu !!!
O sebeple eni konu bir post hazırlamak istedim ..
Lütfen Bu cağnım şehrimi önce severek , sonra KORUYARAK ! Sonra SAHİP ÇIKARAK destekleyelim !!!! Herkese duyuralım- anlatalım ! Esnafa hareketlilik, sokaklara hayat gelsin,
İstanbul demek : Boğaziçi - Sultanahmet ve Galata ile sınırlı değil unutmayalım !
Balat O kadar farklı ki, Ne Cihangire ne Karaköy'e hiçbir yere benzemiyor !
Hele şunun şurasında daha 5-10 yıl önce açılan bir kaç kafe sayesinde ve birkaç tanınan insan da olmasa ,hayatta bilinmez ruhunuz bile duymazdı O saydığım efsane semtleri ...
Şimdi Balat bekliyor bu ilgiyi alakayı ki, hepsini toza dumana katar önünde sürükler. O derece bir kültür mirasına sahip !
Ve Balat'ı Şu meşhuuurrr şarkıdaki '' AGORA MEYHANESİ '' ile noktalıyorum..
Evet Bilen -duyanlar şaşırdınız biliyorum, ben içeriyi girdim gezdim, özellikle yayınlamıyorum ki kendiniz gözlemleyin !
Eski zamanlarda Balat’ta dokuz ünlü meyhanenin adı geçer. Bunlar Karanlık, Koçe Kalfa, Köroğlu, Bahçeli, Yarım Balat, Karanfil, Yasef, Enserci Nesim, Balta Yusuf meyhaneleridir.
Balat’ın merkezi sayılan Agora Meyhanesi, şarapları ve atmosferiyle şarkılara konu olmuştur. 35 yıllık bir aradan sonra Barba Vasilis’in mirasını yeniden ayağa kaldırmak üzere 2008’de yeniden kapılarını açtı Agora Meyhanesi.
Eskiye sadık kalıp otantik kalmaya çalışılan mekânda mezelerde de geçmiş tariflerin izini sürmüşler. “Bu gece benim gecem” diyenler Balat Agora’yı bir köşeye not alsın.
Vodina caddesi no 128..
Şimdilerde hızla yeniliyor kendini...
Fener' de Buluşmak üzere diyor ve biraz Balat Kültür Evi'nde soluklanmak için müsade istiyorum...
Tarihi Yarımada’da gidecek daha o kadar çok yer var ki…
Lütfen Tarihi Yarımada ile ilgili kitapları okuyun ve sokaklarında dolaşın. Orada esnaf lokantalarında yemek yiyin, müzeleri gezin, turist gibi olun.
Yapacağınız 3-4 saatlik keyif sizde unutulmayacak tatil etkisi bırakacaktır.
NE YAPALIM
Mutlaka rahat bir spor ayakkabısı giyinelim
Yaz ayı ise yedek giysi ve şapka hatta güneş kremi alalım !
Şarj makinesini sakın unutmayalım !
Yedek pil yada hafıza kartını çantaya atalım !
Çocukla ve yaşlılarla asla gitmeyelim ! Yokuşlar çok yorucu.
Yemek- çay-kahve için Balat Kültür Evi ne gidelim..
Hamam-agora meyhanesi- demir kilise-camiileri gezelim.
Muhteşem Balat evlerinin kapılara dikkat edelim, bol resim çekelim.
Read more...