III. AHMET ÇEŞMESİ- SULTANAHMET

>> 12 Temmuz 2013 Cuma

 

İstanbul da yaşamanın ne çok avantajları vardır şöyle bir kafa yorup gerçekten hiç düşündünüz
 mü ?..
Hissederseniz bu şehirlerin  şehrini,  sizin için yapamayacağı fedakarlık yoktur emin olun..Her köşesi keşfedilesi ,dinlenilisi ruhtadır sevdiceğim şehrim benim...



Bir kaç zamandır benim de düşünceli dönemlerimin tavan yaptığı günlerdi..Bilen bilir alır başımı gidersem eğer mutlaka sığındığım kol ne ana- ne kardeş, ne eş- ne dosttur bu alemde !! Atarım kendimi İstanbul'umun en kocaman, en sımsıkı  saran kollarına ,olur biter - pürü pak dönerim yerime yurduma....
Haydi nUnU, öyleyse  anlat bakalım bu unutulmaz eşsiz günü :))) 
Anlatta gelmeyen görmeyen gitmeyen kalmasın !!!


Misss gibi bir vapur yolculuğu, rüzgarın burnuma savurduğu iyot kokusu, olmazsa olmazımız martılar , güneşin en harlısından kavurduğu bir günün sabahı Sultanahmet'te buluyorum kendimi.Turistler koloniler halinde erkenden meydanda toplanmaya başlamış bile..




Topkapı sarayının etrafı ,yani komşuları bugün kü mekanlarım ! Güneş öyle tepede öyle sıcak, nem öylesine yoğun ki, su şişesinin biri bitiyor diğeri açlıyor ! ya sabır -ya kuvvet  diye diye yürünüyor !Ama azimliyim bitecek buralar :))

Topkapı sarayının önünden hemen giriş kapısından başlıyorum resmetmeye her kareyi.. III.Ahmet çeşmesini görüp dili tutulmayan varmıdır ki ! 
Şanslıyım sabahın erken saatleri de etraf boş rahat resim alabiliyorum..
Ama güneşin yansımaları kaliteli resim çekmeme engel, elimde fotoğraf makinesi değil, telefon var çünkü
Siz şimdi aşağıda ki tarihçeyi okurken, bende sizi enfes bir Osmanlı sokağına konuk edip, oradan da bir nefes - bir soluk almaya yine huzur dolu bir mekana davet edeceğim..Haydi Buyrun  o zaman ...



Ebced hesabına göre bu kitabe Hicri 1141 (Miladi 1728) tarihini, yani eserin yapıldığı yılı göstermektedir. Kitabenin kendisi olduğu gibi, el yazması da Sultan III. Ahmed'e aittir. Çeşmeyi çepçevre kaplayan yazı ise devrin ünlü sairlerinden Seyyit Vehbi'nin bir kasidesidir. Yapının üstü ahşap, geniş saçaklı bir çatıyla örtülüdür. Çatının üstü de kursun kaplıdır. 

Lale Devri’nin önemli yapıları arasında bulunan III. Ahmet Çeşmesinin, Ayasofya'ya bakan yüzünde su mısra yer alır:Aç Besmeleyi iç suyu- Han Ahmed'e eyle dua.





Sultanahmet’ te  Topkapı  Sarayı’ nın giriş kapısı ile Ayasofya arasında bulunan III. Ahmet Çeşmesi, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın önerisiyle, III. Ahmet tarafından 1729 yılında saray mimarı Kayserili Mehmet Ağa’ya yaptırılmıştır. Perayton adlı bir Bizans çeşmesi yerine inşa edilen bu çeşme, Türk rokoko tarzının örneklerinden biridir. - 


Çeşmenin planını bizzat III. Ahmet’in çizdiği, bas mimar Mehmet Ağa’nın bu planı uyguladığı söylenir. Merkezinde sekizgen prizma gövdeli su haznesi bulunan yapı, köşeleri yumuşatılmış dikdörtgen bir plandadır. Dört köşesinde sebiller ve cephelerinin ortasındaki çeşmelerle simetrik düzenli bir yapıdır. İki basamakla çıkılan bir zemin üzerine oturtulmuş olan ana kütle; bitkisel motifler, bezemeler, mukarnas vepalmet gibi mimari işlemelerle estetik bir görünüm kazanmış; bu estetik görünüm, niş ve bordürlerle desteklenmiştir. Ayrıca, madalyon içine alınmış “Maşallah” yazısı ve uzun vazolar içerisine yerleştirilmiş çiçek motifleri de görülmeye değer sanatsal çizgiler taşımaktadır. Çeşmenin tavan örtüsünü meydana getiren kurşun kaplamalı ahşap çatı, dışa doğru genişletilerek çeşmenin ana kütlesi güneş ışığı ve diğer çevresel zararlara karşı korunmuş; çeşmenin üzerindeki küçük kubbeciklerle ve ahşap saçaklardaki süslemelerle çatı sıradanlıktan sıyrılıp sanatsal bir değer kazanmıştır. 

Sebillerin ve her kenarda bulunan çeşmelerin üzerine ta'lik hatla yazılmış on dört kıtalık Kayseri ve Halep kadısı şair Seyyit Hüseyin Vehbi bin Ahmet'e ait kasidenin “Aç besmeleyle iç suyu Han Ahmet’e eyle dua” diye biten son beytini III. Ahmet’in söylediği rivayet edilmektedir ve kasidenin sonunda sultanın imzası yerleştirilmiştir.


6 yorum:

kalpkurabiye 12 Temmuz 2013 10:35  

seninle gezerken burnumu diregi sızladı ablacım..
nekadar özledim..
tarihi yarımadanın tarifsiz huzuru sardı benı burda:)
iyiki gezdin gezdirdin :)

kış güneşi 12 Temmuz 2013 12:38  

bir gün bizde gezeriz çok güzel ilimiz

tadınadoyamadım-dilek 12 Temmuz 2013 15:28  

Nunum harika görünüyorsun söylemeden geçmiyeyim dedim..

Sultanahmeti cevresini pek severim en çok ta oralarda tek başıma gezmeyi..ne kadar şasnlıyız aslında tükenmez bir hazinennin içinde yaşadığımız için..Hayırlı ramazlar..

Gamze Esra Ersöz 12 Temmuz 2013 15:45  

3.Ahmet çeşmesi en güzel meydan çeşmelerimizden biri.Ancak topkapı sarayına giren çıkan yüzlerce kişi hiç farketmeden önünden gelip geçiyor.Ben tarihi yarımada da gezmeyi çok severim ve zaman zaman da arkadaşlarımı götürür, eserleri detaylı anlatırım.Ne zaman saraya gitsek bu çeşmeden de bahsetmeden edemem.Sizin bu yazınızı da okumak çok hoşuam gitti.Artık devamını da bekliyoruz :)

Güngör Ekinci Saglik 12 Temmuz 2013 17:06  

insanin gezdigini gordugunu bu kadar guzel anlatabilmesi de ayri bir yetenek Nunu´cum. Ellerine, yuregine saglik. sevgiler.

Nilgün Torunoğlu 12 Temmuz 2013 21:22  

Canımmm nasıl güzel anlatmışsın!
Ben İstanbul'u seninle seviyorum biliyor musun? Pek tanımam kendisini hakkında pek çok kitap okudum ama gözlerimle görebildiğim pek az yeri var.

Teşekkürler...

MASALA SESLENENLER....

Yükleniyor...

ESKİ MASALLAR (arşiv)

  © Free Blogger Templates Autumn Leaves by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP