NİŞANTAŞI ZAMANIM ve Yine Eski Hatıralar GELMİŞ..

>> 10 Ekim 2012 Çarşamba


Şanslı hissediyorum kendimi bu sabah, hava kuru, yağmur yerini güneşe bırakmış .. çokda aydınlık .
Güneşin yeni anları hep güzeldir paylaşmıştım hatta sizinle,  uzun bir süre, yine  kızıllığıyla göz kamaştırdıktan sonra, en tepedeki yerini alıp , aşağıdakilere yaydığı ışığı seyretmeye koyulmuştu anlaşılan..

Günü hep erken karşılayan bir aileyiz..
Tek telaş işyerimize gidecek olan masal kahramanlarında  değil, bende epey telaşlıyım,
ama vaktim biraz daha vardı oyalanabilirdim ...

Ev halkını tek tek öperek uğurlayıp, mutfağa geçiyorum..
tazecik çayımı en sevdiğim porselen fincanıma doldurup, o kocaman, dört mevsim kapıları her iki yana açarak, serin,temiz havayı içeriye alıp, kendimi rahat koltuğuma  bırakıyorum..
sardunyalarıma gülümsüyorum, bu sene de  rengarenk açmaktan bıkmadılar hiç,  ama bugünün süprizi sol köşeden o şahane teniyle, enfes rengiyle bana göz kırpınca , bu süprize bayılıyorum !!
tam 3 kez açtığından dolayı,  önce kokluyor, sonrada madalyayı bu sabah  karanfilime veriyor ! 
az sonra ikinci  fincanıma  karanfiller atıp,  misler gibi şu serin sabahın tadını çiçeklerimle , bir güzel çıkartıyorum.


Artık hızla hazırlanma zamanı
Bu günün rengi petrol mavisi.. Taba rengi botlarım- çantam, mavi pantalonum, mavi  montum ve beyaz üzerine mavi baskılı t-shirt uyum içinde, hava serin ya, boğazıma ipekten taba-mavi  karışımı  bir fular bağlıyorum.
hassastır benim baş-boyun bölgem ! ne kadar iyi yaptığımı ise  taksiye binip, iskeleye giderken anlıyorum..
insanın içi ürperiyor sabah !

takside giderken , zamansızlıktan takamadığım  küpelerimi ve kolyemi takıyorum ! kuaföre  zaman yok ,saçlar tepede toplu bugün ! makyaj bile küçük bir aynayla tamamlanıyor o dakikalarda..
eksikler bitti artık vapurdayım..

saat 09.50/  Full dolu vapur- Yol buyu, Twitter' a bakınıp ,sizleri gezip,  başımı bile kaldırmadan, yorum yazarak  gönül alıyorum, ..
Hafif bir sarsıntı oluyor, anlıyorum  Vapur Beşiktaş'a yanaşmış ,öyleyse inmeliyim ,şehrin içine girmeliyim ki
 Nişantaşı'nda felekten bir gün başlasın..


Severim .. çok severim ben Nişantaşı'nı, ''  Hep  havalı ''bir duruşu vardır ..
Beyoğlu kadar olmasa da,  çok başa başdır Onlar ..

Böyle kafeler mi ? nerdeee..  oralarda ?
O zamanlar, o yıllar böyle trafikmi vardı , arabamı vardı sanki,
cafe desen bir bonjour, birde elmadağdaki Divan pub.. birde meşhur Le bon pastanesi , bir kaç ayakkabıcı- çantacı ,2 sinema bir Cemilzade lokomcusu,  ikametgah yeride , genellikle Teşvikiye tarafındaydı..
hepi topu buydu Nişantaşı !
şaşırdınız mı ?
-------------------------

Yıllar öncesini anımsıyorum,  tabii ozamanlar şimdiki gibi , Pradalar, Gucciler,  Burberry lerde yok elbet !

İlla ki önce Vakko var o da Beyoğlun'da,  Zeki Triko var , Beymen var, ardından da Atalar.. İGS var .
Ben ilkokul sonlardayım,  küçüğüm henüz.

 Ortaokul yılarını da anımsıyor , hey gidi günler hey diyorum...
Terziler aklıma geliyor, Trend bu !
 Nişantaşı ve Beyoğlu'ndaki Terziler için yer yerinden oynardı o zamanlar..
Heleki Nişantaşı'ndaki Madame İro en iyilerindendi ..
O yıllar, İtalyan ve Fransız moda dergilerinden en son moda, modeller seçilip ,düğünlere, nişanlara, özel balolara kostümler dikerdi bu madame' lar ..

Benim dayımın eşi , rahmetli yengemde iyi terziydi, (validemde dikerdi ama sadece kendine-bize ..... )

Rahmetli babamın da bir çok atölyeleri vardı..
Bu ünlü mağazalar o yıllar henüz , kendi atölyelerini kurmadığından ,bazı kreasyonlarını, özellikle kışlık ceket ve paltolarını  rahmetli babamın  atölyesine  hazırlatırlardı..

Nişantaşı'nda daha çok Rumlar ve Museviler yaşardı..
Ben bu terziler ve camialarından dolayı , Musevi- Rum kültürünü oldukça iyi bilirim .
Mükemmel giyinirlerdi, çok ama çok özenirlerdi özel günlerine..ayrıca enn şık kıyafetleriyle, birbirlerini ziyarete giderlerdi. erkekler çakı gibi, kadınlar heykel misali olurdu.
laf aramızda ' hava atmakta ' üstlerine yoktu, ne eğlenirdim  aralarında yarabbim :)
meraklı milletlerdi :)
eğlenmeyi, eğlenceyi- gezmeyi çok severlerdi.
güzelde sofraları olurdu ne yalan !

Kızlarına da- oğullarına da  eğitim konusunda çok hassastılar. en az 2 lisan bilmeden olmazdı mesela.
 Yurt dışında okumak ise , şarttı neredeyse o yıllarda !

''Kibar kızlar ,etek-elbise giyer  !!!  ''derdi madame  bana  :=))))
sonradan öğrendim ki her genç kıza öğütlermiş bunu ! pantalon sevmezdi.

Bir sır vereyim size :  '' 35 yıl geçti, ne yalan, hala 50'sine gelmiş , hala büyümemiş bir kız olarak, hiç etek yok  dolabımda ''
ama kibarmıyım derseniz ? öyle derler , ne bileyim :)

Ben rahatıma çok düşkünümdür efendim  ...
Öğrencilik yıllarım,  voleybol  hayatım etek değil, pantalon ve eşofmana müsaitti..
haa.. eteğin hakkını vermedim mi ? eee... 1.75 boy olurda, kalem ! gibi bacaklarda varsa,  hakkı verilmez mi ? giymişizdir, vermişizdir  hakkını yeri geldiğinde  :)

Ama yok yok.. pantalon sevdalısıyım  iyiyim böyle,  değişemem !


 hatıra kutumdaki  bu binbir anılarla Vapurdan inip, kendi kendime ,o yıllara gülümsüyor ve  yine taksiyle Nişantaşı City'S e arkadaşımla buluşmak için  10.30 da varıyorum..
Hem 3 ay sonra hasret giderip,kahvemizi  içecek, hem çokça dertleşecek !  kahve sonrası da, sezon  alışverişlerimizi yapacağız.
Yeşil- gri- bordo favorim bu sezon ! siz bu yazıyı okurken Onlar benim gardrobumda sıralarını bekliyorlar !
Küçük, çok katlı  bir alışveriş merkezi burası, ama işlevsel. sinemaları, mağazaları kafeleri her şeyi var seviyorum  ben .
 Sigara gibi  zalim bir arkadaşınız varsa ki o, açık hava sever, çok sevdiğim bir yer olan bu kafede molanızı verebilirsiniz..
 Çok geniş olmasa da terasında deniz manzarası bile var.
Ama biz arkadaşımla sigara kullanmadığımızdan içeriyi tercih ediyoruz..

Eğer ki hala görmediyseniz, hemen , ama hemen bir plan yapın derim .. sabah olsun ki, sakin olsun.

ben her gittiğimde çocuk olup, o  kütüphanenin en tepesine çıkmak, tüm aksesuarları tek tek evirip çevirerek bakmak  , bu rengarenk cümbüşün içinde kaybolmak düşüncesini  seçiyorum..
hava güzelse denize karşı oturup dumanı üzerinde bir kahveyle ayılmak tam bana göre !
2 yıldır nişantaşı'ndaki beğendiğim 4. favori mekanım oldu burası .

Hava serinlemişse,  kış kapıdaysa  bu demektir ki,   beni de burada bulabilirsiniz..  :)


Ve tam zamanında çok kıymetli çocukluk- okul arkadaşım da kapıdan içeri giriyor ve hakikaten koşa koşa bana geliyor  :))
sarılıyor boynuma, özlemiş - özleşmişiz iyice..

Ben çayımı evimde gönlümce  içtim, o sebeple  kahvemi söylüyorum,
 O'' taa... Kemerburgaz'dan geldiğinden  içememiş, çayını söylüyor...
Yanına da kocaaamaaan bir tabak,  vişneli  crumble  :=)))))
ısrar ediyor, ben sadece vişnesinden hatrı için tadıyorum... ben daha iyisini yaparım '' diyor :)
Ve sözü ona bırakıyorum........

-----------------------------------------------
Velhasıl havalar soğuyor artık, kapalı mekanlar -sizi de-bizi de bekler.
 ee.. bayramda yakın, belki biraz alışveriş de  güzel gider  !

Eğer yolunuz düşerse ki mutlaka düşer artık ! :) yine benim kulaklarımı çınlatın emi ?

Crumble' de gözü kalanlar !  aklınızda mı  kaldı ? :=)))))
peki peki , güzel yorumlar yazarsanız  !!!!!  :)  söz , tarifi yakında yetişir   belki :)

hepinize çoook sevgiler...

24 yorum:

Şepşeker 10 Ekim 2012 15:26  

City's e gidip buraya hiç girmedim :(
İyi ki paylaştın ;) hoşuma gitti ;)
Gideceğim ! ;)

Mehmet Osman Çağlar 10 Ekim 2012 16:12  

Nişantaşı'na çok yakın Abidei Hürriyet Caddesi'nde bekar evim vardı. Komşularımın çoğu Ermeni ve Rum aileleriydi. Tüccar ve çalışkan insanlardı. Kafeler de sonbahar, kış kahvesini birlikte içer, muhabbetin dibine vururduk... Bakın yine nerelere götürdünüz beni.:)

Dostbahcesindenlezzetler 10 Ekim 2012 19:56  

Nunucum inan Istanbul resimlerini gezi resimleri orasi senin burasi benim paylasimlarini gordukce accaaiip kiskaniyorum haberin ola:)) Ama yeterki gez vede paylas..bende resimlerden avunayim..sevgiler diyorum.

birdysevda 10 Ekim 2012 21:34  

Yine lokum tadında bir yazı olmuş.Keyifle okudum.Tabii Nişantaşı'na gidesim geldi.
Of İstanbul sana ulaşmak keşke daha kolay olsa !

Arzu Göncü Hangül 10 Ekim 2012 22:39  

cafe bahane yazı şahane..sevgiler

Didem Özkan 11 Ekim 2012 12:13  

Yine keyifle okudum yazınızı.. Anlatımınızı çok beğeniyorum :)
Çok güzel bir gün olmuş.
Sevgiler.

Şehnaz 11 Ekim 2012 14:11  

nunucum bana anlatımın çok keyif veriyor..uzun zamandır mutfakla ilgili birşey paylaşmıyorsun..özel bir sebibi mi var....birde ahh omasa üzerlerindeki minik sandıklara gözüm takıldı..öyle boyanmadan sade olurmu..orada yaşamış olsam kesin teklifte bulunurdum herhalde bunları boyayım diye..sevgiler canım

Narince 11 Ekim 2012 16:36  

Hımm demek sırada Nişantaşı varmış. Crumble aşığına bir tabak yok muydu?

ELANIN TARIFLERI 11 Ekim 2012 18:04  

Gezmedik yer bırakmadınız valla ne güzel. Ama zaten az olan çalışma şevkim kaçtı gitti. Bütün resimleriniz çoook güzel
Gülcihan

Birkaselezzet blogspot.com 11 Ekim 2012 18:04  

CANIMCIM SENDE BİZİ MEST ETTİRİYOSUN:))
GEZDİRİYON YEDİRİYON İÇİRİYOSUN DAHA NE OLSUN GÜLÜM.

Baharcicegi 11 Ekim 2012 23:26  

Sabah börekler icin bekleniyorsunuz masamiza, ama gelirken Istanbul havasi ve Crumble getiriyorsun yaninda

karin 12 Ekim 2012 00:11  

Bu yaziniz her zamankinden cok hosuma gitti...80li yillarda Nisantasi Kiz Lisesine gittim. O zamanin Nisantasi'ni hatirliyorum. Benide eskilere goturdu. Resimler cok guzel ve anlatis tarzi cok sicak.

huuuubakbi 12 Ekim 2012 10:39  

paylaşım için sağolun..pofuyu öptüm çok mutlu oldu

birincisin 12 Ekim 2012 18:52  

Bana uzak mekanlar,bir gün yolum düşerse uğrayabilirim ancak:)Anlatımınız çok hoş zevkle okudum postunuzu..Selam ve sevgiler:)

Zeugma 12 Ekim 2012 20:59  

Bir İstanbul hanımefendisinin naif satırlarını keyifle okumakla kalmadım, bilgilendim pek çok konuda. Nişantaşı'ndaki randevunun heyecanıyla da doldum ve
Crumblenin tarifini de beklemeye koyuldum aynı zamanda :=))

Yazan ellerine ve yüreğine sağlık sevgili Nunucuğum...

SEVALCE LEZZETLER 13 Ekim 2012 07:48  

Merhaba canım,
Geçmiş olsun ziyaretin ve duaların için çok teşekkürler.
Bugün teşekkür ziyaretleri yapıyorum,daha sonra yine gelicem inşallah.
Sevgiler...

Bir Dilim Düş 13 Ekim 2012 09:00  

OOOhhhh süper yapmışsın canım, ben küçükken babannem de sık sık Nişantaşı'nda diktirirdi kıyafetlerini...

Sevgiler,
Evren

TATESAL 13 Ekim 2012 23:14  

Ohhhh nunun ne güzel bir gün hersey harika görünüyor heputlu günlerin olsun böyle saglikla....

TATESAL 13 Ekim 2012 23:17  

Nunucugum harika bir gün olmuş ne güzel hep saglikla mutlu günlerin olsun

Unknown 14 Ekim 2012 09:19  

Sen çok şanslısın ki zaten:)
Seni takip etme şansına sahip olan biz de tabi :)
Şiir tadında yazılarınla güne başlamak da pek keyifli :)
Cici pazarlar canım:)

NzlGl 15 Ekim 2012 07:58  

Sabah sabah ne iyi geldi bu yazı, yüreğinize sağlık olsun canım:)
sevgilerimle, iyi haftalar

Blogger Bolat 21 Ekim 2012 01:39  

Benim de favori mekanımdır, helal olsun İzzet diyorum başka bir şey demiyorum :)

Unknown 31 Ekim 2012 14:49  

Limonata kapanmıstı Nunu abla:)en son orayı Mahalle adıyla yeni bir konsepte acacakları ve kapalıydı..

Nuran 12 Ağustos 2013 19:09  

Ne güzel anlatmışsınız. Ordaymışım gibi hissetmekle beraber bire bir orada olmak istedim bu güzel fotoğraflar, anlatımbu sıcaklığı verdi.

MASALA SESLENENLER....

Yükleniyor...

ESKİ MASALLAR (arşiv)

  © Free Blogger Templates Autumn Leaves by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP