30 Aralık 2011 Cuma

2012 ! BEN HAZIRIM , YA SEN ?

HERKESE MUTLU VE UMUTLU YILLARRRRR..










Merhaba benim çok sevgili blogger arkadaşlarım, izleyenlerim, takipçilerim ve sesini duyamadığım ,ama burada olduğunu bildiğim herkes....
Bu yeni yıl yazısını size ithaf ediyorum

Şu masala ilk start aldığım 2008' haziranından  bu güne dek, sayfama gelip de, her kim olursa olsun , yorumlarını ilk günkü heyecanımı hiç ! yitirmeden, çok ama çok mutlu olarak okudum  , Kiminizin ifadelerini, fikirlerini ve zaman ayırmışlığını,  kiminin samimiyetini ,  canı gönül den hissedip yazdıklarını, çoğunuzun da kalbinden geçirdiği her hoşluk için tüm yorumcularımla çok mutlu oldum..
Gelmiş gelmemiş, takip etmiş etmemiş ,buda nereden çıkmış diye hiç  TEST ETMEDİM , aklımdan bile geçirmedim ,
Ben  komşu ayırımını hiç sevmedim , hepinizi yan kapı komşum olarak kabul ettiğimden ve  insanın yan komşusuyla ilişkileri asla bozulmamalı , kapısı asla kapanmamalı diye düşündüğümden ,hepinize selam ve sevgilerimle diye selamlaştım, sayfanızdan ayrılırken öyle de vedalaştım...
Çok mutlu oldum şu 3 sene içinde.. Çok şey öğrendim sizlerden, okuma bloglarından, hobby bloglarından, yemek bloglarından, gezi ve kültür bloglarından ve  moda bloglarından hep keyif aldım.. çok şey kattınız açıkçası bana..
TÜM KALBİMLE TEŞEKKÜR EDİYORUM SİZ ! BLOGGER DOSTLARIMA.
Bir gün ayrılırsam aranızdan ve bana bir yerlerde sorarlarsa tek şey söyliyeceğim..
Onlar beni yeryüzünde hiç yanlız bırakmadılar,  ne duasız, ne sevgisiz hiç bırakmadılar,
onlar sayfamdayken, ben yeryüzünde yanlızlığı , hiç tatmadım ki  diyeceğim .

Her birinize varlığınız için, sevginiz için, bana bunları yaşattığınız için  teşekkür ederim...
Tüm güzel dostlara , dost olmayanlara ! aileme, arkadaşlarıma, komşularıma, hayatıma dokunan her güzel insana, kuşa, kurda, çiçeğe ,yaprağa, TÜM EVRENE Yıldız dolu, ışık dolu, aydınlık, sağlıkla geçecek güzel bir yıl diliyorum efendim.....

YAŞAMA, BARIŞA, CUMHURİYETİMİZE, VE DÜNYAMIZA KARŞILIKLI OLARAK SIKI SIKI SARILABILMEMIZ DILEGIYLE
2012 ' DE GÖRÜŞMEK ÜZERE,
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN.

Ve SEN 2012 ! sözüm sana :

Her gelen gibi seni de sevgi , şevkat ,heyecan ve hoşgörümle karşılıyorum.
Ben diğerlerinin de tanıyıp, görüp bildiği gibi hep aynıyım. Sende tanıyacaksın. Zamanımız oldukça birbirimize katacağımız ,umuyorum ki çok ama çok güzellikler olacak bu sene. İsteklerim  yine ! pek çok bu senede :=)
İşin zor farkındayım ! Ama bil ki senin kadar hepimizin işi de zor !
Çok yüklenecekler, çok yükler altına gireceksin, belki yorulup kimbilir bizleri de nelerle bezeyeceksin...
Ama bilesin ki çok ama çok çetin bir cevizin kapısındasın ! Kıramayacaksın !
Umarım kimseyi de kırmazsın...
Daha kapıdan içeri girmedin, henüz eşikte beklemektesin,
ama ben bir şeyi almadan önce onu evirmeyi çevirmeyi,biraz da göz gezdirmeyi severim !
İstedim ki içeri buyur etmeden önce seni, biraz da olsa süzeyim, biraz da büyüğün olarak , kulağını bükeyim..
HOŞ GEL , SEFAYLA GEL, ÜLKEME, İNSANIMIZA HAYIRLARLA GEL, VEFANI EKSİK ETME, ADALETİNİ SAKIN KÖRELTME ! SAĞLIK KONUSUNDA CÖMERT, BEREKET KONUSUNDA CİMRİ OLMA !SEVGİ VE ŞEVKAT KANATLARINI KAPATMA, İYİ NİYET DOZLARINI AZALTMA, UMUTLARI, BEKLENTİLERİ SAKIN ASKIYA ALMA, EVRENDE YAYILAN TÜM OLUMLAMALARA SAKIN KULAKLARINI TIKAMA, BU KADAR GÖRKEMLE, BU KADAR ŞAŞAA İLE BÖYLESİNE EHEMMİYETLE KARŞILANDIĞINI VE BİR DAHA BU HAKKININ HİÇ OLMAYACAĞINI SAKIN AMA SAKIN UNUTMA, ÇÜNKÜ ÖLÜMSÜZLÜK SADECE HATIRLANMAKTADIR BUNU DA HİÇ UNUTMA.
DİLERİM BIRAKACAĞIN İZLERİN, HAYIRLISI İLE HERKESİN SEVGİYLE TAŞIYABİLECEĞİ ANILAR OLSUN...

SEVGİLİ 2012 :
YOLUN IŞIK ,AYDINLIK VE AÇIK OLSUN.....
 HOŞGELDİN ARAMIZA...

26 Aralık 2011 Pazartesi

YILBAŞI SOFRALARINIZA ÇAM AĞACI PATATES SALATASI






Pazar günü çay soframızdan devam edeyim istedim...
Çok kısıtlı bir zamandı , özenilemedi, elde olanlarla küçük bir renk olsun istemiştim masamızda,
sizin yaratıcılığınıza da güveniyorum ... gerisini sizlere bırakıyorum.

 Yen yıl için geri sayıma son 6 diyoruz.. Sofralarınızdaki  altarnatiflere bir çeşit daha diyor ve  kimyonlu patates salatamı tüm mütevaziliği ile sunuyorum... :)
KİMYONLU- KORNİŞONLU PATATES SALATASI

-Haşlanmış ve soğukken iri rendelenmiş patates
-Zeytinyağ- tuz- limon suyu -  kimyon- karabiber- kırmızı biber
-Bol dereotu- maydanoz
-Süslemek için :
-salatalık -( tepesine yıldız şekli verdim )
-Havuç - zeytin - kırmızı kapya biber ve   mini domatesler..
-mini doğranmış kornişon turşu.

Dilerseniz kalıpla, dilerseniz elle çam ağacı formu vererek hazırlıyabilirsiniz.
Daha önce, pek çok kereler yayınlamıştım, yeni yıl sofraları  bölümüne bakabilirsiniz.
Eminim hem sizler, misafirleriniz çok sevecektir.

AFİYETLER OLSUN..

25 Aralık 2011 Pazar

PORTAKAL ŞEKERLİ- KARAMELLİ PASTA (nUnU MaRkA)









Ne çok yıl birikmiş.. ne çok kutlamalar olmuş bizim masal hayatımızda...
Sahiplerimi güzel, anılar mı güzel bilemedik ama, hep yüzümüz gülmüş anımsadıkça...
Sadece, bir tabak dutla başlayan masalın, ilk resmiliğe döküldüğü '' Allahın emriyle ... '' diye başlayan gün olmuş 25 aralık :=))))
Hem aile rızasıyla istenmiş ! hemde ilk yüzükler takılmış iki aile arasında!
 ilk tuzlu (!)   :=)  kahveler yapılmış  :=)))  İlk ikramlar sunulmuş taze ellerden :=)
Kalpler ne çok hızla atmıştı  Çikolataların ve  kıpkırmızı güllerin arasında !!
Gözlerimizi birbirimizden gece boyu alamamıştık,,, gitmese, bitmese demiştik  29 yıl önce :=) GİTMEDİ.. Ve Hiç BİTMEDİ...... !
Hatta hayatın Çeşnileri değişsede, bizim için masalın tadı hala aynı kaldı senelerce .

A.. birde hatırlarız da, ne karlar yağmıştı 1982 aralık ayında , diz boyu dedirten , haftalarca süren...
Tepeler dolusu anılar biriktirmişti bize de o kar....
 Bizim için çok, ama çok güzel bir aydır Aralık ayı ... En azından  ilk tanıştığımız Gün ve Haziran ayı kadar !!!

Bir gün içimdeki kelimeler bir araya toplanıp, kocaman ve bal yüklü cümleler olursa ,size anlatacağım tatlı tatlı hatıralar olacak bu masal sayfalarında.....

Bu Sabah ise güneşi görünce, kış güneşi olduğuna aldırmadan, biz masal kahramanları hep olduğu gibi, herkes uyurken erkenden çıktık, yine sahillerde kahvaltı yaptık , denize karşı kahveler içtik , sonra yeni yıl alışverişlerini bitirdik , yorulup elele  tutuşup yürürken,  anılarda bize katıldı ve bolca gülüşüp, çok da üşüye üşüye ,  koşa koşa eve vardık ve tüm aile,  valide sultanımızı ziyarete gelen akrabalarla , içimiz ısına ısına çaylarımızı içip, çifte kutlamalar yaptık..

Pasta ise günün önem ve ehemmiyeti adınaydı efendim.. :=)
Portakallı kekten dönüşümlü pasta !!!!
Yapılışı

-Bol mandalina - portakal kabuğu rendelenmiş ,ipek yumuşaklığında bir kek yapıp,
-kelepçeli kalıpta pişirip,
-Ortadan ikiye kesip ,üzeri portakal suyu ile nemlendirilip,
- arasına karamel sos çikolata ve portakal şekeri koyup, 2. katı kapatıp,
-üzerine de bolca çikolata ganajı sürüp servis etmekten ibaretti :=))

Ee.. tabii nUnU MaRkA !! :=)
Hepsi bu .......
AFİYET OLSUN

HERKESE İYİ HAFTALAR DİLİYORUM EFENDİM 
ÇOKDA  SEVGİLER...

23 Aralık 2011 Cuma

HİNDİSTAN CEVİZLİ- MUZLU CUPCAKE






İstanbul'da trafik her an, her haliyle çok dayanılmazdır, hele ki bugünkü gibi bir yağmur varsa ......
Hele hele yaya iseniz vay halinize...
Aman araçlarımızdayken, kaldırımlardaki ve caddelerdeki yayalara daha bir özen gösterelim lütfen... Yoksa yağan yağmuramı, onları tepeden tırnağa, perişan edebilen sürücülere mi yansınlar bilinmez !


Valide sultan oldukça iyice, O tedavisi devam edip dinlenirken, yardımcım da yanındayken benim kısa bir süre dışarıda olmam gerekiyordu.
Yayaların yağmur çilesi, sanki sürücülerden daha dramatik göründü gözüme de o yüzden mini bir hatırlatma yazısıyla başladım masalıma...


Bugün yakın akrabalarımızdan geçmiş olsun ziyaretçilerimiz vardı, morallerimiz iyi, bedenlerimiz dinlenmiş, valide sultanımın Geçirdiği bu 2. emboli sonrası, durumu harika bir şekilde olumlu gelişmelerle doluydu...
Öyleyse ilk misafirlerimizi kabul edebilirdik ...
Dışarıda fırtına, yağmur koparken insanın salim kafayla evinde olması ne güzeldi..
Başkaları için sıradan olabilir, ama benim gibi ev yüzüne hasret insanlar için ne büyük nimet bilmezsiniz.
Bu şevkle basit bir masa hazırladım, neden bilemem ama teferruatlı şeylere hiç elim gitmiyor.. Kısa sürsün, çabucak bitsin mantığıyla ne varsa son günlerde onlara elim gidiyor...


(aa nunu sana yakıştıramadık demeyin, yılbaşından sonra mumla arıyacaksınız beni, kıymetimi bilin derim !! :=))))


Bugün ki çeşitlerimizden biride hindistancevizli muzlu cupcakelerdi.
Biz çokk sevdik, yine pufudik, nemli, üzeri muz, içi hindistancevizi deryası kekçiklerimiz oldu.. seve seve tavsiye ediyorum.. Günün kasvetli karanlığından ve zamansızlığımdan , resimler oldukça başarısız affola !
Şimdiden afiyetler olsun hepinize.




HİNDİSTAN CEVİZLİ- MUZLU CUPCAKE


2 yumurta
3/2 sb şeker
3/2 sb süt
1 fincan sıvıyağ
300 gr hindistan cevizi
1 sb un + gerekirse ilave edin.
1. pk vanilya
1 pk kabartma tozu
üzeri için muz


Yumurta ve şeker çırpılır
Süt ve yağ eklenip karıştırılır.
Hindistan cevizi konup çırpılır.
Un ilave edip kıvamı ayarlanır
en son vanilya kabartma tozuyla hepberaber karıştırılıp
Cupcake kalıplarına paylaştırılır.
Isıtılmış 170* fırında 23 dakika da pişiyor.(siz fırın zamanınıza göre ayarlayın.
* Ve ben bir gün önce yapıp, bir gün sonra yemenizi MUTLAKA TAVİSYE EDİYORUM !!


ÇOK SEVGİLER...

21 Aralık 2011 Çarşamba

BÜRÜKSEL LAHANALI ERİŞTELİ ÇORBA ( nUnu mArKa)




Zavallı bürüksel lahanalarım... neye niyet ,neye kısmet oldunuz :=)
İki kardeş telefonda valide sultanımızı kritik ediyoruz... Okadar eminimki kendimden, düdüklünün başından ayrılmıyorum ! O sırada rapordaki değerleri soran kardeşime cevap verebilmek için içeriye salona geçiyor , raporu okuyorum 2 dakika sürmüyor bile ,fıslayan düdüklü sesi beni yerime mıhlıyor !!!
-''Gitti ''diyorum,
-''Ne gitti ''diyor kardeşim... Bürükseller gitti ''diyorum :)
-''bürüksele kim gitti ,ne diyorsun anlıyamadım ki ? ''diyor zavallı kardeşceğizim :))))))))
.........  konuşmamız ,hababam sınıfının repliklerine dönüşüyor adeta...


Ve hummalı  bir çorba hikayesidir başlıyor masal mutfağımda .... düdüklünün içine bakıyorum sonuç hüsran, zaten çorba olmuşlar, ama içine  ne katsam derken taze, sebzelerimin olmadığını görüyorum, buzluktan , erişte, mercimek, köz biber- domates çıkartıyorum, soğan- patates ile destekleyip, baharatla lezzet yüklüyorum.  Sonuç o kadar şaşırtıcı ki, iyiki böyle bişey olmuş, iyiki kardeşim aramış diyorum.
İstermisiniz  beraber deneyelim,  ama önce yazalım , sonra hep beraber okuyalım....
Bir çeşit daha katalım hanelerimize de, şu kış günü içimizi ısıtalım.


BÜRÜKSEL LAHANALI ERİŞTELİ ÇORBA ( nUnU mArKa)


350 gr , yıkanmış bürüksel lahanası
1 doğranmış iri havuç
2 közlenmiş kapya biber ( dondurucudan)
1 iri domates ( ben yazdan dondurucuda olanları kullandım)
1 patates
1 iri soğan
1 diş sarımsak
1 yk zeytinyağı
kırmızı pul biber- nane- karabiber- kimyon -tuz ( yarım çay kaşığı hepsinden )
1 fincan erişte
2-3 sb su ( 1 kaç kalıp dondurucudan tavuksuyu kullandım )
1 kahve fincanı haşlanmış yeşil mercimek .


Tüm sebzeler düdüklüde pişer, blendrdan geçer
erişte ve mercimek eklenir (dondurucuda hazırdı) tuzu ve kıvamı ayarlanır.
Mis gibi kaselere servis edilip, tadına şaşkınlıkla hayran olunur :=)
Yani tadı harika bişey oldu desem de , sevenleriniz iyice merak etse :=)


AFİYET OLSUN ÇOK SEVGİLER.

18 Aralık 2011 Pazar

PORTAKAL ŞEKERLEMELİ - KAYISILI MUHTEŞEM KEK :)







PORTAKAL ŞEKERLEMELİ- KAYISILI MUHTEŞEM !KEK ( nUnU mArKa)


3 yumurta
1 sb şeker ( 1 parmak az)
1 küçük çay bardağı sıvıyağ
1 sb süt
2.5 yk dolusu kakao
1 pk. vanilya
1 pk. kab. tozu.
minicik tuz
1/2 çk. tarçın
1/2 çk. karanfil tozu
1/2 çk. zencefil tozu
6 çubuk çikolatalı portakal şekeri
6 adet dilimlenmiş hurma (medine)
8 adet suda beklemiş doğranmış sarı kayısı
1 yk. kuru üzüm
1 tatlı kaşığı portakal kabuğu rendesi
arzu ederseniz biraz ceviz ( hamurun en üstüne !)
2.5 sb un ( önce 2 koyun, kıvama gelinceye gelinceye dek kaşıkla ekleyin )
süslemesi için kiraz şekeri- incir şekeri- pudra şekeri


ÖN HAZIRLIK


-fırını 175* ısıtıyoruz
-kek kalıbını yağlayıp hazır bekletiyoruz
-yumurta ve süt oda sıcaklığında olmalıdır
-hurmalar- kayısılar- üzümler 20 dak.ılık suda bekletilip, kurutulur
-tüm kuru meyveler doğranıp dilimlenir
-portakal kabuğu rendelenir
-baharatlar vanilya ile beraber karıştırılıp ,hazır bekletilir


YAPILIŞI


-yumurta ve şekeri kar gibi olana dek çırpıyoruz
- süt ve sıvıyağ ekliyoruz
- 2 sb unu ,2 kez eleyip, kakao ile birlikte karıştırıyoruz
- sonra baharatları ve kabartma tozunu katıp mikserliyoruz
- bu anda dikkat edeceksiniz kıvama, gerek varsa unu azar azar eklerseniz
- yağlanmış kalıba boşaltıyor ve
- en son tüm kuru meyveleri ekleyip, yavaşça ,bir kez karıştırıyoruz
- ki dibe çok inmesinler !
- 175* de, yaklaşık 30-35 dk pişiriyoruz (siz fırınınızın pişirme süresini bilirsiniz ! )
AFİYETLER OLSUN.. BU KEK MUHTEŞEM ! VE HARİKA BİŞEY OLDU.




nUnU mArKa İFTİHARLA SUNAR    :=)))

Hem gülüyorum , hem yazıyorum.. Evet slogan bumudur  Vallahi  Budur !!!
'' MUHTEŞEM KEK ''
Sanırım bu sezon dizisine çokda uygun bir kek, hele içindekiler tastamam uygun !!! :=) Padişahlara , Sultanlara layık !!!!
ve TABİİ SİZLERE !

Dün yaptım bu keki. Hep beraber ailecek sakin bir cumartesi çayımıza eşlik etti. İçi full kalori patlaması adeta.. Lakin ne sevildi  ne sevildi ! İpek gibi yumuşacık, nemli nemli dokusu, baharatların  mistik havası,  meyvelerin harmanlanışı, heleki portakalların baskın aroması- MUH-TE-ŞEM-Dİ,
Ama ben sadece ,sıcacık fincan fincan karanfilli çaylarım ve kekimle, masal evimde olmanın, olanca gücümle dinlenmenin tadını çıkarmak istedim ailemle birlikte..
Kalori hesaplarımın şimdilik farkında olmak istemiyorum !!!!
Eğer her şey yolunda giderse Valide Sultanım iyileşme dönemini geçirirken bende sakin ve sukünetle kendimi şımartmak istiyorum..

Özlemişim evimi, fincanlarımı, kışlık kitaplarımı, henüz alıpta giyemediğim yeni giysilerimi, şapkalarımı, köpeğimizi, kuaförümü , yarım kalan yeni yıl hazırlıklarımı, komşularımı, arkadaşlarımı, helede bir köşede boynu bükük  ! heyecanla yapılmayı bekleyen yeni yıl listelerimi  (!) görünce , hastanenin telaşlı günleri ve oradakiler aklıma geldi ve içim cızz etti birdenbire...
Az kalsın hepsi hayal olup, kimbilir hangi raflarda tozlanacaktı bu yazılan güzelliklerle dolu hayaller  :( ...........
......................
Neyse neyse , içim sızlaya sızlaya olsa da, umutsuzluk yok ! Dik durmak yaraşır bana !
Moralleri bozmak  O da yok... YASAK BU SAYFADA.
Geldi geçti ,öyle kabul ettik .
Biraz demorolizeyim evet kabul ediyorum, hafiften eski hastalığım da nüksetti, en çok buna  bozuğum  çünkü ....çokça da düşünceliyim ! ataklarım sebebiyle doktorum kortizole başlamalısınız , nöron düzenleyicilerde gerekli diyor ...başka da bişey demiyor !!!
Bense  verilen uzun süreli çok çok kısıtlı (!) diyete ve diğer yapabileceklerimde  ısrarlıyım.
Ama kendisi her ikisinde ISRARLI  :(
....
..................??? bilemiyorum.

Neyse...
 en son ne  demiştik, yeni yıl geliyor ya , bu enerji dolu ayda,  herkes işi gücü bırakacak, Onu ! Bunu ! İZLEMEYİ BIRAKACAK ! :=)) beni izlemeye devam edecek :=)))))

Ahh ne cesaret.. ne megalomanlıktır bu böyle Dimi  ? ... :)

Olsun seviyorum sizi ben...
Seviyorum masalımı,
Biliyorum beklentilerinizi..
Biliyorum masala olan sevginizi !!!
BİZ BERABER  MUTLUYUZ ÇÜNKÜ.. SİZLER OLMADAN  NE MANASI VAR Kİ ?
Ya Ben Olmasam ? :=) Kanbersiz Düğün OLUR MU ? :=)

O SEBEPLE Kİ..... HEPBERABER YOLA DEVAM EFENDİM..
İYİ HAFTALAR OLSUN HEPİMİZE, BEREKETLE, SAĞLIKLA ,SEVDİKLERİMİZLE...

Şimdi sizleri ziyeret edeyim ... bakalım neler  yapıyormuşsunuz ? :=) Haydi hasret giderelim .

17 Aralık 2011 Cumartesi

AŞURE/ 2011




Çok şükür valide sultan, hastaneden taburcu olur olmaz , ayağımın tozuyla ilk iş aşureyi yapıp dağıtmak oldu..
Bereketine bende  çok inanırım..
Allah kabul etsin ,tüm yapanların ellerine sağlık..

Sevgiler.

KUZGUNCUK'TA BİR ÖĞLEN MOLASI

Aralık ayının başındayız.. İki arkadaş her defasında paslaşıyoruz, ''sen beni  en sevdiğin yerlere, ben seni  sevdiğim yerlere götüreceğiz'' diye...
Daha öncede yazmışımdır, sahili, denizi yoksa benim için gezi gezi değil, sanki işkencedir.
İyot kokusu, denizin mavisi , hele de martı sesi olmayınca  ben ben olmuyorum !
ruhumda ,içimde ki ses de ,hah şimdi oldu  diyor herşey yerinde olunca....


Bu sebeple İlknur!a rotamız Kuzguncuk diyorum..  Yine bayılıyor seçtiğim mekanlara,
ayak izlerimize.... Okadar mutlu oluyorum ki yeniden gördüklerime, hele hele plaklara ,çoğu mevcut ama, ben yinede alıp götürmek istiyorum hepsini :)


Nostaljinin tavan yaptığı yerler beni mest eder hep, geçmişe dokunmak, tozlu, sisli, puslu  o yaşanmışlıkları hatırlamak  çok iyi gelir ruhuma bakındıkça... Şu radyo,  gramofon, büfe ,sehpa, araba, sizede birşeyler fısıldamıyormu. ?
bu mekanda da, şu koltuk tamamen bana, valide sultanımı ve rahmetli  çok az hatırladığım anneannemi hatırlatır, onların yıllarından kalma bir takımın parçası olduğu için ve eski aile  resimlerinde yer aldığı için elbette ...nelere şahit kimbilir değil mi ?


mekan çok şeker , bir çok eski  parçalar toplanarak ve bugünle birleştirilip kolaj yapılarak ,yani bir araya gelmiş eşyalardan oluşuyor. Ben resim çekerken içerden neşeli sesler geliyor,

Çünkü  oyuncu Bennu Yıldırımlar, bir dergi için Röportaj ve  fotoğraf çekiminde !! Hem o zaten Kuzguncuk'ludur. Hülya Koçyiğit , Can Yücel, Uğur Yücel, Rıfat Ilgaz, Oktay Rıfat gibi mesela. Hele Uğur Yücel Beylerbeyinden çokça tanıdığımız biriydi,


Sonra tam çıkışta Bennu Yıldırımlar ile selamlaşıyoruz , şimdiki dizisi  Umutsuz Ev kadınlarının setine gidiyordu ve hatıra karelerinde buluşuyor,sonra da   bizimle vedalaşıyordu... İlknur ise, arka sol köşede resmimize habersizce konuk oluyordu :)


küçük bir öğlen yemeği yiyoruz İlknur'la. O salata , bense  soslu piliç tercih ediyorum..(Mekanın ismi masada yazıyor !)

sonra bahçesine çıkıp bir kaç resim çekiyorum sizler için.

gördüğünüz gibi, içersi gibi dışarısıda  çok keyifli...


Eveet,  benden şimdilik bu kadar.. Daha başka resimler, mekanlarda var, paylaşacağız tabii. Hep derim ya, İstanbul öksüzlüğü sevmez, boğaziçi her dem size kapılarını açık tutan en sadık dostlarınızdan daha ötedir.
İşte önünüzde önce pazar, sonra  tüm günler size amade..... Tutun sevdiklerinizin ellerinden, varın boğaz yollarına, ekleyin hatıra kutunuza, ömürden bir martı sesli, yosun kokulu, deniz mavili bir gün daha..

Kuzguncuk'tan ve benden hepinize çok sevgiler .....

İYİ PAZARLAR.. ...

KOMŞUMUZ KUZGUNCUK


























Bugün hava İstanbul'da çok kışkırtıcı, çok cömertce ve  davetkar  güneşin ışıklarıyla  dışarıya çekiyor insanı..
Gönül isterdiki, şu komşumuz Kuzguncuk postunu önceden yayınlayayım da sizlerde, tadını çıkarsaydınız doya doya.. Ama yine kış güneşi olacak, yine  bu İstanbul'umun  nadir  nostaljik semtlerinden biri olan komşum Kuzguncuk  size, seve seve  ev sahipliği yapacaktır..Belki Pazar gününüz buralara amade olur, kulaklarım çınlayıverir :)

Bir arkadaşım şiddetle azarlıyor beni geçenlerde yazdığı bir yorumla !!!!
''Sana yakıştıramıyorum ! Doğduğun büyüdüğün yere, komşulara (semtlere) hiç vefalı değilsin !! Özür dilerim ama, sebebi mutlaka sende gizli olmalı bunun, ama  nolursun  şu birikimlerini görselleyip paylaş artık.'' diyordu !!
Belki haklı, hatta ÇOK HAKLI ! Ama gerçekten sebebim var, yakında paylaşacağım zaten !
Ben yine de vefamı göstereyim de Kuzguncuk'tan başlıyayım o zaman :)

İstanbul'u en iyi anlatan semtlerden birindeyim, Eşsiz mahalle kültürü,  hoşgörünün  simgesi  camiisi ve kilisesi yanyana gelmiş , ana caddesi İcadiye  olan ve bu caddede  sıralanan, çok seveceğiniz cafeler, sıra sıra asırlık ağaçlar, doyulmaz güzellikteki, bitişik nizam evler,  benim gibi bir öğlen yemek yerken semt sakinlerinden ve unutulmaz Yaprak Dökümü dizisinin  Fikret'i, Bennu Yıldırımlar'a rastlayıp bir resim çektirebilir,  ünlüleriyle dolu evleri hayranlıkla izleyebilir, hepimizin hafızalarına kazınmış İlk kuzguncuk dizisi  1986 yapımı, Perihan Abla dizisinden  hatıralarla dolu köşelerde bol bol resimler çektirebilirsiniz..

Sanki  unutulmaz dizilerimizden 2002 yapımı ,Ekmek Teknesi'ndeki  Fırıncı Nusret Baba,(rahmetle anıyoruz o güzel insanı) şimdilerde hayat cafe olan bu güzel evinden , kapıyı açacak gibi geliyor insana. Kirli, Berber Ölü, Kuğu Kıraathanesinde toplanan ahaliye filozaf ruhla, enfes  anlatım diliyle yaklaşan heredot Cevdet'i ide unutmayalım tabii :)) hele hele gamsız Celal'in Mega  Sözü ''arzular şelale' :=))) beni koparan  bu cümle için, senaristi yıllarca  tebrik etmiştim :=)
diğer kahramanlar, kılın kasap dükkanı, ölünün berber dükkanı, Ruhi'nin nalbur dükkanı da, hepsi bu sokakta yanyana dizilidir. Ha.. birde Dizinin Heredor Cevdet!i hikayeyi anlatıp, sona bağlayınca :) Sonunda  Berber Ölü'nün bir Allaaaaaahhh demesi vardı ki , hatırlayanlarınız bilir, Finali bunla yapardık :)))))

Ya Perihan abla, ya Ona yanık Şakir :) yine birbirlerine nazlana nazlana nazirelerde bulunacak, araya berber Raşit' , yumuşacık kalpli kasap Cavit , bitirim şöför İsmet girecek, ,  Meraklı Melahat ve annesi köşedeki yokuştan hızlı hızlı koşup, ayol noldu noldu banada  anlatın '' diyecek  gibi geliyor insana ....
Ve daha neler neler....bizler hepsine şahittik efendim !

Benim de çocukluğumun uzun yılları, valide sultanımın çok eski bir arkadaşının oturduğu Ptt yanındaki evlerde  geçmiştir.. Biz ,çocukluğumda şimdi Sarayın oradaki kapalı olan tünelden geçip, kestirmeden,  yürüye yürüye gelirdik Beylerbeyi'nden Kuzguncuk'a.

Kuzguncuk musevileri, ermenileri ile çan ve ezan sesinin buluştuğu, kendine has bir ruhu olan, eşsiz zariflikte bir semttir. Tıpkı Memleketim BEYLERBEYİ gibi, kocaman hipermarketlere, devasa apartmanlara  yenilmemiş, kadim dostlukları 24 saat sürdürebilen  ,bakkalı, manavı, berberi ve  kasabıyla, harika insanlara sahiptir. Çocukların,güle oynaya büyüyebileceği, oynayacabileceğı öyle çok alan vardır ki, her kapı önü yeterde artar bile nerdeyse..
Ya İcadiye caddesindeki, 19. ve 20. yy başından kalan , yangından kurtulmayı başarmış O güzelim köşklere ve  cumbalı evlere ne demeli,  tek tek resimlemeyi de sakın unutmayın. Ha birde lütfen sokak isimlerine DİKKAT EDİN ! ömrünüz boyunca bu kadar hoş sokak isimlerini başka bir yerde göreceğinizi HİÇ SANMIYORUM...
Bir dahaki post sevdiğim bir cafeden !!
ÇOK SEVECEKSİNİZ  EMİNİM.
Görüşmek üzere  :=)

Meşhur Dilim pastanesinin kahvaltılık  börekleri, poğaçaları, açmaları ,sahildeki çay servisi , 120 yıllık Yunus Emre Odun Fırınının acıbademleri, muffınleri ve ekmeklerinede  göz atmayı da  sakın unutmayın..
Yemek için asude, sitare, pita görele pidecisi de tercih edilebilir, çay ve kurabiyeler içinde hayat cafe'yi seçebilirsiniz.. Denenmiştir efendim :=)Yada yol boyu dizili minicik şirin cafelere de göz atabilirsiniz.... Yoo ben rakı- balık isterim diyorsanız sahildeki İsmet Baba olabilir .. ama fiyatlar ve kalite, servis maalesef  hakkını veremiyor :( Onun yerine kosinitza derim !!!  Elbette ki siz bilirsiniz  .

not: Valide sultanım taburcu oldu !
Tedavi devam ediyor, İyi sayılır , evimizdeyiz şükür.
Cevap dönemediğim tüm dostlara teşekkür ederim.