İYİ BAYRAMLAR...
. Şu dünyadaki en mutlu kişi mutluluk verendir
Şu dünyadaki sevilen kişi sevmeyi bilendir
Şu dünyadaki en bilge kişi kendini bilendir
Şu dünyadaki en olgun kişi acıya gülendir
Bütün dünya buna inansa, bir inansa Hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa, birlik olsa Uzansak sonsuza
Şu dünyadaki en soylu kişi İnsafa gelendir
Şu dünyadaki en zengin kişi gönül fethedendir
Şu dünyadaki en üstün kişi insanı sevendir
Şu dünyadaki sevilen kişi sevmeyi bilendir
Bütün dünya buna inansa, bir inansa Hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa, birlik olsa Uzansak sonsuza
19 Ağustos 2012 Pazar
14 Ağustos 2012 Salı
MELDA İLE KUZGUNCUK ve KANDİLLİ KEYFİ - 2
İYİ BAYRAMLAR OLSUN ÜLKEMDE, CUMHURİYET IŞIĞINDA AYDINLANMIŞ İNSANLARIYLA, AKIL- YÜREK BİR YAŞANSIN COŞKUYLA BİRLİK VE BERABERLİKLERİMİZ, OYUNA, YOZA YOBAZA KARIŞMAMIŞ , GEÇMİŞ YÜZYILLARININ ŞANIYLA , ŞEHİDİYLE, EZAN VE DUA NİDALARIYLA ANILSIN ŞEREFLİ GEÇMİŞİMİZ.
NİCE GÜZELLİKLER GÖRSÜN GÖZLER, YIKILMASIN KALELERİMİZ !
İNADINA YÜRÜYELİM, GÖĞSÜMÜZ VATANA- DÜŞMANA OYUN BOZANA SİPER !
BİZE BİZDEN BAŞKA DOST YOK ! EL VERİN BİRLİĞE , YÜZ VERİN ANITKABİRE !
GÖRECEĞİMİZ NİCE BAYRAMLAR OLSUN, LAİK ÜLKEMDE .
SEVDİKLERİMİZ VE VATANSEVERLERİMİZLE.
İYİ BAYRAMLAR DOSTLAR.
Tatil öncesi sözleşiyoruz Melda ile, Rota Kuzguncuk ve Kandilli K.L ( Yani Okulumuz)
Her ikimizde ailelerimizle Ege'de ayrı yerlerde geçiriyoruz tatillerimizi, O güzel günleri ardımızda bırakıp, 15 gün sonra dönüyor ,
Ve kararlaştırdığımız tarihte Kuzguncuk'ta alıyoruz soluğu...
-'' Aaa.. sen zayıflamışsın ama '' diyor Melda ,
-'' evet günde 4 saat yüzdüm, hergün 1 saat yürüdüm, yoksa o sakızlı dondurmalar, sakızlı sütlaçlar, nasıl erirdi ? :) '' diyorum !
- ''Vallahi bravo , yaparsın bilirim '' diyor :)
.....
Bir gün önce, küçük bir süpriz hazırlıyorum O'na, geçmiş aydaki doğumgününü benim yaptığım mini bir cupcake İLE telafili kutluyoruz :) BAYILIYOR :=) !
Çok sıcak bir temmuz ortası, sahildeki çınaraltı kahvesindeyiz hoş , çok hoş bir kahve ikramı geliyor , kahvelerimizi yudumluyor, tatili konuşuyoruz uzun uzun , gözlerimiz sık sık deniz deryaya dalıyor, manzara ise her derde deva.... resimler çekiyoruz bol bol..
Sonra Kuzguncuk'tan içeri İcadiye caddesine adımlıyoruz, dizilere hayat veren , onlarca sanatçının ikamet ettiği, kaç millet içiçe yaşayan güzel Kuzguncuk burası ve ben Beylerbeyi'mden sonra çok severim bu güzel komşuyu.
Hayretle gözlemliyorum ki, 2 ay önce açık olan nice mekan, bugün kapanmış gitmiş ... :(((((
tadı tuzu kaçmış adeta güzel semtin !
Hele ki sabah kahvesi için geldiğimiz HAYAT KAHVESİ ni telaşla kapatılırken (!) görmek çok üzdü beni !!!
Neden '' diye sordum '' Bu gece kurşunlandık '' diye anlattı sahibi, !!!!!! .................. :((
Çıkartıyorlar yani insanları .... yolu da Bu Kurşunlamak !
-----------------------
hayat verdiği emeklerini silerek, herşeyi ardında bırakarak topluyordu sandalyeleri :(((((
Çok şaşkındık.... .......... ..................
Hüzünle ayrıldık Kuzguncuk 'tan, dilerim sonbaharda her yer eski büyüsüne, eski neşesine canlılığına kavuşmuş olur, yakınlarda tekrar gitmek gibi bir niyetim yok çünkü !
Ve bu üzücü düşüncelerden bir an sıyrılıp, Melda'nın 6-7 yıldır gelemediği Kandilli'ye, Oradan da Okulumuza vardık.... Yokuşu arabayla değilde, yaya çıksaydık birbirini şişelerle, ıslatan onlarca öğrenci arasında kalacaktık ! :))) Ahh gençler.... Kendilerinden geçmiş nasıl kahkahayla ıslanıyorlardı, hatta aralarına girseydik keşke, öyle sıcak ki, 10 dakika sürmez zaten kurumak ... Onları gülümseyerek seyredip, yokuşu tırmanıp, Melda ile en sevdiğimiz köşeye bıraktık arabayı, çıtımız çıkmadan dakikarca seyre daldık Bu büyülü manzarayı.....
Öyle özlemiş ki.......
Yıllarımızı geçirdiğimiz okulumuzun en büyülü yerlerinden çok can damarı bir köşedir burası !!!
İstanbul'a en hakim ender tepelerden emin olun en güzelidir hatta. Öğrencilik yıllarımda her tenefüs ve her öğlen molası soluğu aldığım tek adresti... Baharlarda ve yazları resim dersi , hoca eşliğinde burada işlenirdi sınıf olarak.
Çitlenbik ağaçlarına çıkar yemişlerini yer, baharda erguvanlarla dans ederdik poz poz, eriklerin, dutların tadı ise hala damağımızda...
Şu maviliğe bakınca ne acılar çekilmiş, ne sevgiler yaşanmış, ne şiirler yazılmış, ve ne gözyaşları akıtılmıştır bu denize kim bilebilir ki ???
Binbir duygu karmaşası ile anılar çay misali tazeleniyor bardak bardak, rengarenk arkadaşlıklar gelip geçiyor yokuştan birer birer, formalarını giymiş, elinde kitapları olan dünkü kızlar oluveriyoruz o saniyeler anıların arasında...
Dilimizde 70 li şarkılar, gözlerimizde yaşı olmayan yıllar....
Sarılıyoruz arkadaşımla, dünümüze, bugünümüze, gelecek yarınlara..... Selam yolluyoruz bizi anımsayan, hatırlayan tüm dostlara...
Ne güzel görünüyor arka planda ,çok severim Bebek Koyunu...
Burası benim hiç değişmez bin yıllık poz köşemdir.. albümde kaç tane bu resimden var, bakıp da saymak Lazım :=)
Çünkü hemen sol tarafta en sevdiğim erguvan ağaçları vardır.. O sebeple hep burada poz verdim yıllarca.. Ee biraz artistik pozlar gerek olacak o kadar :=))
Şu haşmetli kapıdan geçip Okulumuzun 1986 yılında yanan, 2006 da Rahmetli TÜRKAN, SAYLAN'ımızın çok yoğun çabalarıyla 2006 da açılışı olan, Merhum Sakıp Saban'cıya restore ettirilen Eski Yatakhanemizin muhteşem mekanına çıkıyoruz..
Manzarayı anlatmaya hangi dil yeter ki ?
Rahmetler olsun bu İki Muhterem insana.
1876 yılında Sultan Abdülmecit tarafından , çok sevdiği kızkardeşi adına yaptırılan Adile Sultan Sarayındayız.. Yani bu bina komple eski yatakhanemizdi ,
Bugünün ise en gözde sarayları arasında davet ve organizasyonlarla yerini baş köşede korumakta. Mimarı ise neredeyse Tüm sarayların inşaasını yapan Sarkis Balyan' dır.
Sultan 2. Mahmud’un kızı, Sultan Abdülmecit’in kız kardeşi olan Âdile Sultan (1825-1898), Osmanlı tarihinin en ilgi çeken kadınlarından biridir. Çok iyi bir eğitim alan, bir divan yazan, beş padişah dönemi ve bir asra yakın süren ömründe hep olumlu ve hayırlı işler yapan Adile Sultan, Osmanlı hanedanına mensup divan sahibi tek kadın şairdir.
alt ve üst bahçeleri ,binbir gece masallarını yaşamak için birebirdir..
Bizde Okulumuzun kapısında veda resmi çekip tüm anılarımızı , boğazın rüzgarlarına karışan, özlem ve sevgilerle selamlıyoruz..
Harika harika harikaa bir gündü sabahtan şu ana dek... Olmaya da devam etti durdu gün be gün.
Laf lafı açtı, kah yürekler çarptı, kah gözler buğulandı, kah gözlerden GÜLMEKTEN yaş geldi :-)
Tıpkı o anı karelediğimiz şu şahane resmimiz gibi :=)))))
Burası Okulumuzun dış dünyaya açıldığı, Kandilli semtinin üst tarafına geçilen kapıdır, Gündüzlüler özel izin kağıtlarıyla buradan çıkıp, öğlen yemeklerini evlerinde yer dönerlerdi, kimi kızlarda müdirehanım ortalıkta yoksa ! sevgilileriyle buluşabilmek için kapı görevlisine binbir dil döküp ve ne rüşvetler verip ! okulu kırar kaçardı :))))))
Okul anılarından bahsederken Melda dedi ki
- '' biliyormusun Nuraycım ben yanar yanar, şu okulu tek bir gün bile kıramadığıma yanarım !!!!!!!!!!!!!!!!!!
O kadar içten ve acıklı ve de önemseyerek söyledi ki,
- '' peki dedim, ben sana bunu yaşatacağım şimdi,
haydi tut elimi !!!!!
KA-ÇI-YO-RUUUUUUUUZZZZZZZZZZZZZZ MELDAAAAAA :=)))))))))
Ve elinden tuttuğum gibi kaçırıverdim güzel arkadaşımı :=)
Çok yorulduk ama çok da değdi saatlerce bunları yaşamaya, çokda mutlu olduk ikimiz..
Okulumuzun önünde mola verdik, yemekleri sağlam değil !, tatlıları da öyle ama, bizim tatlılığımız ve sağlamlılığımız hepsini sildi süpürdü :=)
ARTIK GELECEK SENENİN HAYALLERİ PEŞİNDE ,
BU TATLI RÜYADAN UYANMA ZAMANI DİYOR...
HEPİNİZE SEVGİLERİMİZİ YOLLUYORUZ....
** MELDA'NIN İKİZLERİNİN BUGÜN 21. YAŞ GÜNLERİ.. NİCE YILLAR OLSUN.
Kadir Gecesi'nin feyz ve bereketinden hepimizin nasibdar olabilmesini, dua ve niyazlarımızın kabul edilmesini, topyekun İslam dünyasının içinden geçmekte olduğu zorlu süreçten bir an evvel kurtulmasını,
Ramazan Bayramı'na sağlık, afiyet içerisinde huzur ve mutlulukla erişebilmeyi Cenab-ı Mevla'dan niyaz ediyorum.''
KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN
12 Ağustos 2012 Pazar
MELDA İLE MODA ve SAKLI KÖŞK KEYFİ
Sene de bir kez görüyorum çocukluk -okul arkadaşım Melda'yı, tüm kış yazışıp -konuşup program yapıyoruz, nereyi görmek isterse planlar yapıp gidiyoruz, ama Tümm arkadaşlarım gibi onunda bir şartı var, nereye gideceksek plan program hep bana bırakılıyor !
Bugün sükunet istiyorum ikimiz için de, sessizlik olsun ki sevgili arkadaşımı dinliyeyim, dünyanın bir ucundaki kıtada, kanguruların ülkesinde yaşarken, neler olmuş bitmiş bir bir anlıyayım istiyorum ..
Bizimle beraber Ağaçlar olsun, çiçekler olsun, gözlerimize mutlaka ama, mutlaka şenlik olsun, birde öyle tatlı nağmeler olsun ki ,kulaklarım ruhumla dans etsin diyorum, etrafımızda avuç kadar sayılı az insan olsun hatta hiç olmasın diye diliyorum !..
Orada ağaçların altında saklanalım istiyorum, hem böyle bir yer biliyorum diye seviniyor ,tek adres saklı köşk yakışır bu güzel oyuna diyorum ..
------------------
Moda 'dayım Melda'yı bekliyorum, nasıl sıcak bilemezsiniz o gün ! daha haziranın sonları ama ateş çıkıyor asfalttan adeta ...
Az sonra O geliyor, Buluşuyoruz sarılıyoruz, güneşten, havadan, asfalttan her şeyden daha sıcak bir kucaklaşma bu..
Hediyeler getirmiş bana Cıvıll Cıvıllar hepsi de.. ( nelermi ? kışa vhepsini göreceksiniz :) !
Başlıyoruz özlem gidermeye,,..sohbet bal gibi..
Melda Cadde kızı :) akrabaları Moda'lı, ama '' biliyormusun ' vallahi ilk kez geliyorum buraya diyor :) Gülümsüyoruz..
İstanbul'un 2 tane tranvayı var İstiklal -Beyoğlu diğeride Moda -Kadıköy hattı. Tam köşkün önünden, karşısındaki kiliseyle kesişen yoldan geçiyor, gidiş -geliş kolay ve rahat yani sizler için.
....... Köşkü gezdiriyorum O 'na.. Harkulade antikalar var.. sanırsınız saray; küçük bir saray sanki... Koltuklar , Piyano çok zarif, müzik programları da var, aydınlatmalar ise Muhteşem ! hep sevdiğimden....merdivenler enfes, konsollar, sehpalar göz alıyor, Tablolarlar bak bak doyama diyor adeta ! Bahçesi ve giriş anlatılmaz, sadece yaşanır diyorum .
1909 yılında Romanya Sefiri Miltiadi Patos tarafından kızı Mari Mesko için yaptırılmış. 1937’de ünlü karikatürist Cemil Cem (1882-1950) tarafından satın alınmış.
Bulunduğu sokağa adı verilmiş olan aile tarafından muhafaza edilmiş.
İşletmenin Şefi Hüsyin Bey 52 yıldır bu meslekte,, dedesi Atatürk'ün, dayısı Adnan Menderes'in kendiside Süleyman Demirel'in aşçılarındandır !!
Menü bir harika çok seviyorum sunumu, çünküüüüü... Padişah fermanı şeklindedirSevdiklerim ise :
Zeytinyağlı yaprak dolma: Böylesini ancak Halep ve civarında yersiniz.
Humus: Hatay’da Saklı Köşk için özel imal ediliyor.
Çerkez tavuğu:
Mücver:
Cheese kroket:
ve nelerr nelerr......
Tatlılar da çok özel:
Galato Böreko: Bizden mi Atina’ya gitti, oradan mı buraya geldi belli değil. Galato Böreko müthiş bir şey. Baklava hamurunun içine özel kreması konuluyor, hamur börek şeklinde sarılıp fırında pişiriliyor. Üstü kızarınca çıkarılıp üzerine şerbet dökülüyor. Sıcak sıcak yiyorsunuz.
Fırın sütlaç sakızlı
krokanlı krem karamel
kestaneli sufle ve niceleri....
HAYDİ GELİN SEÇİN..
KAHVALTI HARİKA SAKIN ELEMEYİN ! :=)
Bekliyoruzzzz ...
İSTANBUL'U SEVMEZSE GÖNÜL, AŞKI NE ANLAR....
9 Ağustos 2012 Perşembe
SAPANCA'DA MASAL GİBİ SABAHLAR ...
K?Y? RESTAURANT /SAPANCA GÖL KENARI ! Sahile inen merkez yolda, solda kalıyor !
Hiç bir şey yazmıyayım ki, SÜKUNET BOZULMASIN ....
SAPANCA GÜ?AL' DAN RENKLİ RENKLİ KÖŞELER
Temmuz ayının ilk günü, güzeller güzeli bir pazar günü....Sabah doyulmaz bir sükunet ve esinti içinde...
Biz masal kahramanları olarak, bir gün öncesi Sapanca'da bir hafta sonuna niyetlenmiştik..
Doğa tabiat, sessizlik, az insan tek hedefimizdi...
Benim sevdiğim tek adres Sapanca olur herzaman..
Artık müşteri çehresi değişmiş (!) olsada fazla takılmadan gördüğüm insan çerçevelerine, kendi düzenimize koyulmaya karar veriyoruz !!
Hatta kapalı , havasız ! olan kahvaltı salonundan kurtulup açık büfeyi falan görmeden çekip gidiyoruz bu kalabalık arapça konuşan gurubun içinden !!!
Hem Allahaşkına ,yaz günü okadar büyük metrajlı, dönüm dönüm bahçeleri olan bir tesis , avuç kadar açık alan yapamıyor mu tesisine ?? !!!
Hayret doğrusu..
Valla çekemem ben kapalı -yemek yumurta-kızartma kokulu mekanları.... !!!
Hayat zaten kapalı ortamlarda geçmiş yıllar yılı, oksijen lazım, çiçek -böcek -kuş sesi lazım...
Bu sebeple kendimizi Şu güzel , Çook sevdiğim Göl kenarına atıyor kafayı bir güzel dinliyoruz haftasonu boyunca....
Haaaa... Kahvaltısı çayı güzel değil baştn diyeyim !!! Masal kahramanım fena değil dese de, siz beni dinleyin...
:=)))))
AMA TABİAT 10 NUMARA !!
Benim gibi, Ruhuma Gıda lazım.. Mideme değil diyenlerdenseniz haydi buyrun Sapanca Gölü Sahillerine ..
Bu arada yukarıdaki fincanlarda aklı olanlar varsa , elbette bir kaç tanesi masal mutfağımızda arz-ı endam ediyorlar elbette :=)